“... kadınlar herşey için suçluluk duymaya,
tüm insanlık sorunları için sorumluluk almaya itilirler; sonunda da gerçekten doğru nedenlere dayanan bir suçluluk duygusunu görmekte güçlük çekeriz. “
Yakınlaşma, ömür boyu çabalamayı gerektiriyor. Amaç, ilişkilerde, iki tarafın da ayrı "ben"ler olarak var olabilmeleri ve her iki benliğin de, ne güçlerinin ne de zayıflıklarının gözardı edilmemesidir. Yakınlık için açık bir benlik, açık iletişim, farklılıklara saygı ve kendi benliği üzerinde odaklaşmak gerekmektedir. Bir yandan bizim için önemli olan insanlarla, özellikle kaygılı dönemlerde duygusal bağımızı sürdürebilmeli, öte yandan kendi benliğimiz için, değerlerimize, inançlarımıza ve ilkelerimize dayanan açık bir tavır alabilmeliyiz.
"Halimiz bir atasözündeki çok fazla içip ara yolda anahtarlarını düşüren ama ışık daha iyi olduğu için onları elektrik direğinin altında arayan o adamın haline çok benzer."
Kadınlar, kuşaklar boyu kendilerini, cinsiyetleri için önceden belirlenmiş doğrulara uydurmaya çalışırken, sayılamayacak kadar çok bedel ödemişlerdir.
Annelerin, kızlarının ayrılığını ve bağımsızlığını
engellemeleri konusunda çok şey söylenmiştir de, kız çocuklarının annelerini kendine özgü bir geçmişi olan ayrı ve farklı "biri" olarak algılamaktaki güçlüklerinden pek söz edilmemiştir.
Bir ilişkideki sıkıntının derecesi iki öğeye bağlıdır. Birincisi, geçmişten ve şimdiden gelen baskı ve kaygılar, ikincisi ise, ilişkide ne ölçüde benliğimizi ortaya koyduğumuzdur.