Darağacından Notlar

Julius Fuçik

Darağacından Notlar Posts

You can find Darağacından Notlar books, Darağacından Notlar quotes and quotes, Darağacından Notlar authors, Darağacından Notlar reviews and reviews on 1000Kitap.
Benim oyunum da sona yaklaşıyor. O sonu yazamayacağım, çünkü nasıl olacağını bilmiyorum henüz. Bu, artık oyun değil. Hayatın kendisi bu. Gerçek hayatta seyirci yoktur; herkes katılır hayata. Son sahnenin perdesi açıldı. Dostlarım, hepinizi sevdim. Nöbeti teslim ediyorum! 9 Haziran 1943
Sayfa 134Kitabı okudu
Tepemde biten bir SS subayı ayağa kalkmam için tekme atıyor, ama boşuna. Başka biri yüzümü yıkıyor, bir masanın başında oturuyorum. Bir kadın bir ilaç veriyor ve en çok neremin acıdığını soruyor. Bütün acının sanki kalbime vurduğunu söylüyorum. Uzun boylu SS subayı, ''Senin kalbin var mı ki.!'' diyor. ''Evet, elbette var,'' diyorum ve birden hâlâ kalbimi savunacak gücü bulabildiğim için kendimle övünç duyuyorum.
Reklam
Zaman, hayatımdan son lokmasını ısırıp koparıyor. Kaç gün kaldı? Nasıl günler? Nerede geçireceğim bu günleri?
Sayfa 125Kitabı okudu
''Konuş.! Konuş.! Konuş.!'' Yine de bir türlü ölemiyorum. Anneciğim, babacığım, neden bu işkenceye dayanacak kadar güçlü kıldınız beni.?
Karımı getiriyorlar. ''Tanıyor musun onu.?'' Karım görmesin diye ağzımın çevresinde biriken kanı yutuyorum.. ama boşuna, çünkü yüzümün her yerinden ve parmak uçlarımdan durmadan kan sızıyor. ''Tanıyor musun onu.?'' ''Hayır, tanımıyorum.'' Korkusunu ufacık bir bakışla bile dışa vurmadan söyledi bunu. Onun gibisi az bulunur. Beni hiçbir zaman tanımayacağına dair andına bağlı kaldı.. (..) Onu götürürlerken, elimden geldiğince neşeli bir bakışla elveda ettim. Belki de pek o kadar neşeli değildi bakışım. Bilemiyorum.
BİRİNCİ BÖLÜM, YİRMİ DÖRT SAAT:
''Kim verdi bu belgeyi sana.?'' ''Emniyet Müdürlüğü.'' İşte o zaman ilk sopa iniyor. Sonra ikincisi, üçüncüsü.. Saysam mı acaba.? Nene gerek, oğlum, bu tür istatistiklere bakan bir yer yok ki.
Reklam
''Kim, ne zaman, asla bilemeyeceğiz, ama birisi bir zamanlar Petschek Binası'ndaki bu salona ''Sinema'' adını vermişti. Almanlar buraya ''mektep'' deseler de, ''Sinema'' dahiyane bir buluştu. Bu kocaman salonda, sorgulananların dimdik oturdukları altı uzun sıra bulunuyordu. Bakışlarını diktikleri çıplak duvar, yeni bir sorguya veya işkenceye ya da ölüme çağrılmayı beklerlerken, bugüne kadar çekilmiş sahnelerin tümünden daha çok sahnenin görüntülerinin düştüğü bir perde olup çıkıyordu. (..) Kendi yaşamımın filmini binlerce ayrıntısıyla yüz kere seyrettim. Şimdi yazıya dökmeye çalışacağım. Celladın ipi ben bitiremeden boynuma geçecek olursa, ''mutlu son''u yazacak daha milyonlarca insan var. * J.F, 1943
En değerli tohum, bir gün yeşerip, hayata kavuşacak değerli insanlık tohumu.
İnsanların yapısı ne garip, dayanılmaz şeylere dayanıyorlar.
778 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.