Evrim ve Hayatın Anlamı

Darwin'in Tehlikeli Fikri

Daniel C. Dennett

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bal Kılavuzu Kuşu
"Afrika'da yaşayan Bal Kılavuzu isimli kuş, adını insanları ormandaki gizli yaban arısı kovanlarına ulaştırma yeteneğinden almıştır. Kenyalılar bal bulmak istediklerinde çalgılarını üfleyerek bu kuşu çağırırlar. Kuş geldiğinde <Beni takip edin> anlamında özel bir şarkı söyleyerek etraflarında dönmeye başlar. İnsanlar kuşu takip eder, kuş da insanların kendisine yetişmesini bekler. Kuş daima onların arkasından gelip gelmediklerini kontrol eder ve yolculuk kovan bulunana dek böyle devam eder. Kuş kovana ulaştıklarında melodiyi değiştirerek, <İşte geldik> anlamında başka bir şarkı söylemeye başlar. Ağaçtaki kovanı tespit eden Kenyalılar balı alır, balmumu ve larvaları da kuşa bırakır."
Türler "Özel Yaradılış" ile değil, daha önceki türlerden "değişerek türeme" yoluyla oluşur. Böylece Darwin türlerin kökenini bir diğer bağlamda, aksi öne sürülemeyecek biçimde anlatmıştır. Hangi düzeneklerin kullanımıyla olursa olsun, türler kendi içlerinde oluşan varyetelerin biriktirdiği değişikliklerin sonucunda, soyu aynı olan yeni bir türün doğuşunu sağlamıştır. Başlangıçtaki "nitelikleri iyi belirlenmiş varyeteler", yavaş yavaş "kuşkulu ya da sonunda iyi belirlenmiş türlere dönüşür; bunun olması için de değişiklik geçirme basamaklarının sayıca daha çok ya da tutarca daha büyük olduğunu varsaymamız yeterlidir"
Reklam
“Toplumlar, memeliler familyasına ait olan insanlardan meydana gelir, dolayısıyla bütün memelileri bağlayan biyolojik ilkeler onlar için de geçerlidir. Buna karşılık memeliler de kimya yasalarına bağımlı olan moleküllerden oluşur; ki bunlar aynı zamanda altta yatan fizik kurallarına tabidir. Hiçbir aklı başında bilim insani bu ağırbaşlı yoruma itiraz etmez.”
Tanrı'nın evrimsel olayları belki de günbegün takip etmiyor olabileceğini, hem kaplanı hem de kuzuyu yaratmamış ve ağacı ortaya çıkarmamış olabileceğini; ama birikimli seçilimi ve dolayısıyla da evrimi olası kılan eşlenme işleminin ve eşleme gücünün özgün düzeneğini kesinlikle kurduğunu düşünenler vardır. Bu fazlasıyla çürük ve bir o kadar da kendi kendini çürüten bir tezdir. Zaten açıklamakta zorluk çektiğimiz şey, düzenlenmiş karmaşıklıktır. Sadece DNA/ protein eşleme makinesininki de olsa, düzenlenmiş karmaşıklığı bir kez benimsedikten sonra bu makinenin daha da iyi düzenlenmiş karmaşıklıkları üretebileceğini görmemiz kolaylaşır... Fakat DNA/ protein eşleme makinesi kadar karmaşık bir şeyi akıllıca tasarlayabilen herhangi bir Tanrı da en azından bu makine kadar karmaşık ve tıpkı onun gibi, bir başkası tarafından düzenlenmiş olmalıdır. (Dawkins 1986)
Akıl ve mantık sizi köşeye sıkıştırdığı zaman inanca sarılmadan önce, akıl ve mantığı sizden yana olduğu zaman da terk etmek isteyip istemeyeceğinizi kendinize bir sorun.
Sayfa 182 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.