Kafka’nın; insanı üzerinde düşünmeye sevk eden, bir o kadar da sorgulatan yaklaşımına Dava ile bir kez daha şahit oluyoruz.
Adalet, yargı sisteminin bozukluğu, bu bozuk sistemin parçası olan her bir bireyin düzen içindeki konumu ve psikolojileri öyle güzel işlenmiş ki, hayran olmamak elde değil.
Adalet nedir? Nasıl sağlanır? Suçtan çok suçluya yönelen bozuk bir hukuk sisteminde bu mümkün müdür?
Suçunu dahi bilmeden bu dava ile kendisine tutsak edilmiş Josef K. için adalet tecelli edecek midir?
Kitap son sayfasına kadar bunu düşündürür, merak uyandırır.
Kitabı bir hukukçu gözüyle yorumladığımda, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesi ile öngörülebilirlik ilkesinin hukuk sistemi içerisinde ne denli önemli olduğu, keyfiyetin bu düzende yerinin olmadığı “Dava” ile en açık şekilde ortaya konulmuştur.
Dava, şüphesiz distopik bir eser. Ancak geldiğimiz noktada tüm insanlığa ve günümüz dünyasına çok da uzak değildir diyebilir miyiz?
Nihayetinde bu hepimizin Dava’sıdır.
Keyifli okumalar.