Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dayanılmaz Peri Masalı

Jack Zipes

Dayanılmaz Peri Masalı Sözleri ve Alıntıları

Dayanılmaz Peri Masalı sözleri ve alıntılarını, Dayanılmaz Peri Masalı kitap alıntılarını, Dayanılmaz Peri Masalı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Psikolojik açıdan bakarsak, konuşuyoruz çünkü duyulmak zorundayız.
Özellikle pagan itikatlar 5. yya kadar yaygınlığını korumuştu, daha sonra Roma Katolikliği pagan masallarını, ayinlerini ve adetlerini şeytanlaştırmak için daha güçlü bir çaba göstermeye başladı.15. yya gelindiğinde cadılara ya da perilere bağlılık göstermek tehlikeli hale geldi, çünkü cadıcılık/büyücülük artık şeytanla özdeşleştiriliyordu.
Reklam
Cadılar, ilkçağlardaki Ana Tanrıça'ların Hristiyanlık sonrası dönüşmüş halleridir ve şeytanlaştırılmışlardır."" Cadı=Tanrıça. Tabii, yeni çıkan din, bunları düşman olarak belleyecekti.
Hikaye anlatıcıları olarak sahip olduğumuz yetenek sayesinde peri masallarında bir başka dünya capcanlı duruyor.
Cadılık, dişi sapkınlığının en uç ifadesiydi: Tüm kadınlara değil, ataerkil düzeni bozduğu, o düzenden paçasını sıyırdığı farz edilen kadınlara karşı yöneltilmiş bir suçlamaydı.
Reklam
Konuşma, bir işbirliği şeklinden daha çok, konuşmacılar arasında dinleyicilerin takdirini kazanmaya dönük bir çekişmedir.
Peri masalları artık göründükleri gibi değiller, ne de artık evvel zaman içindeler. Birer çarpışma olarak günümüze aitler.
Birçok kadim masal bize büyülü, mucizevi, hayal ürünü, batıl ya da gerçekdışı görünebilir, oysa insanlar onlara inanıyordu; o insanlar dinlere, mucizelere, kültlere, uluslara ya da "özgür" demokrasi gibi gerçeklik temeli pek bulunmayan kavramlara inanan günümüz insanlarından çok da farklı değildi ve değildir. Aslına bakılırsa, dini ve vatansever öyküler ile peri masalları arasında farkına vardığımızdan daha çok ortak nokta vardır, sadece peri masalları genelde dünyevidir, buyurgan bir inanç sistemine ya da dini kurallara yaslanmaz. Peri masalları insanın alışkanlık edindiği bir eylemden, yani bir yandan dünyayı dönüştürüp insani ihtiyaçlara daha uyumlu hale getirirken bir yandan da kendimizi değiştirerek dünyaya daha uygun kılma çabamızdan beslenir.