"Bana öyle geliyor ki ruhumun tümünü, yakasına takacak bir çiçek yerine koyan birine vermişim; kibrini okşayacak bir süs yerine koyuyor benim ruhumu, bir yaz gününde kullanılıp atılacak bir süs.”
- Oscar Wilde
siz de yorumlarda katılabilirsiniz bana öğrendiklerinizle :)
Bu bir sene içinde pandemi sürecinde şunları öğrendim;
- Hayatta değiştiremeyeceğimiz şeyler var. Ama bunları değiştiremeyeceğimizi kabullenip kaderimize yakınmak yerine sahip olduğumuz diger güzel şeylere odaklanarak mutlu olmak elimizde. Bunu
De Profundis 'de Oscar Wilde' in aslında herkesin ne kadar mutsuz olduğunu görüp intihardan vazgeçtiği bölümden öğrendim.
- İnsanları insan olmanın dışında ayıran ırkmış, dinmiş pek de bir farklılık olmadığını öğrendim. Belli bir sınıfa ait gibi gözükse bile insan fikirleri ve eylemleri ile sadece kendisi olarak var. Ve herkes aslında temelde birbirinden farklı. O yüzden belli grupların ya da kişilerin iyiliği kötülüğü değil de, eylemlerin ve durumların iyiliği -kötülüğü söz konusu.
- Çok derinden sevmekmiş, uğruna ölmekmiş, aşk uğruna dağları delmekmiş.. Bunlar sadece filmlere ve masallara özgü şeyler. Gerçek hayatta sadece sevilen insanlar var ve başkası geldiğinde yeri çok kolay doldurulabiliyor.
- Gerçek mutluluk diye bir şey yok, gerçekten mutlu olan da yok zaten. Sadece geçici mutluluklar yaşayabiliyoruz ve mutluluk peşinde koştukça mutluluk da koşar adım bizden uzaklaşıyor. O yüzden rahatlamaya bakıp anı yaşamak gerekiyor sadece.
- Bizim olan şeyler, paylaşmamız her ne kadar zor olsa da paylaştıkça artıyor.