Yunan filolojisine düşkünlüğüyle bilinen Boccaccio, eserine verdiği "Decameron" adını da bu dilden devşirmişti: Yunanca, déka ("on") ile hēméra ("gün") sözcüklerinin birleşmesiyle oluşturulmuş olan "Decameron", "on günlük bir olay" anlamına gelmektedir. 100 öyküden oluşan eserde de günde 10 öykü anlatılır ve öyküler 10 günde sona erer.
"Giovanni Boccaccio, İtalyan dilinde düzyazının temelini atan adamdır. Yazı dili olarak Latince'nin kullanıldığı on dördüncü yüzyıl İtalya'sında, Boccaccio başyapıtı
Decameron'u, halk ağzıyla (İtalyanca) yazmış, bu kitabında hem bir çağın günlük yaşama biçiminden gerçekçi gözlemler atarmış, hem de İtalyan dilinin daha sonraki gelişme aşamalarına kaynak oluşturacak bir düzyazı düzeni kurmuştur.
10 gün boyunca anlatılan 100 öyküden oluşur. Her günü bir kral ya da kraliçe yönetir. Bunlar, veba salgınından kaçmak için toplanan yedi genç kadınla (Pampinea, Filomena, Lauretta, Emilia, Ellisa, Fieametta ve Neifile) üç erkektir (Panfilo, Filostrato, Dioneo).