Dedem Bir Kiraz Ağacı

Angela Nanetti
Bense, uzun uzun düşündükten sonra, dedemin dediği gibi, birileri seni sevdikçe ölünmeyeceğine ikna olmuştum. Ölen insanı göremeyeceğimize göre başka bir şeye dönüşüyor demekti. Ve eğer bir dönüşüm söz konusuysa, eskiden çok hoşuna giden bir şeyi seçiyordu.
Annem doğduğunda, dedem kasabaya inmiş; anneannem için bir çift altın küpe ve bir kiraz ağacı fidanıyla eve dönmüş. Bahçeye gidip bir çukur kazmış, çukurun içini sıcak gübreyle doldurmuş ve ağacı dikmiş; sonra bir çakı alıp, ateşte kızdırmış ve ağacın gövdesine bir isim yazmış: FELICITÂ (mutluluk). Gerçekte de bu, annemin ismi olmuş. Dedeme göre, kiraz ağacının da ismi aynı olmalıymış. Ama anneannem ona, bu ismin bir ağaç için pek uygun olmadığını söylemiş; bunun üzerine de dedem, ağaca FELICE (mutlu, neşeli) adını vermeye karar vermiş ve öyle de olmuş. O zamanlar Felice'nin üç dalı varmış ve ilkbaharda, annem yedi aylıkken ve dört dişi varken Felice de dört çiçek açmış. O andan itibaren annem ve kiraz ağacı birlikte büyümeye başlamışlar ve dedem Ottaviano ve anneannem Teodolinda'yla bir aile oluşturmuşlar. Bunu anlamak için aile fotoğraflarına bakmak yeterliydi.
Reklam
Eğer dikkatle dinleyip yoğunlaşırsan, sanki gözlerin açıkmış gibi, bir sürü şey görebilirsin.
Böylece, ölmenin gökyüzünde uçaksız bir yolculuk yapmak olduğunu öğrenmiştim. Bu yolculukta ne kazlar ne çocuklara yer vardı.
Birileri seni sevdiği sürece ölünmez, bunu unutma.
Anneannem, onun kasabanın en yakışıklısı olduğun söylerdi; onu kandırıncaya kadar canı çıkmış. Belki de anneannem abartıyordu; çünkü dedemi öyle çok seviyordu ki, bu hala görünüyordu.
Reklam
... ama buramda bir diken var." diye cevap verdi; kalbini işaret ediyordu.
Evet, bu yalnızca bir rüyaydı; ama madem ağaçlar nefes alıyor, neden gülmesinler ki?
Dedem ağacı budadığı için, Felice üşüyor gibi geliyordu bana. Bunu ona söylediğimde, "Öyle şey olur mu, budama ağaçlara iyi gelir, böyle güçlenirler, " derdi dedem.
Reklam
Tonino birileri seni sevdiği sürece ölünmez bunu unutma.
Kısacası, bizim evimiz tımarhaneyi andırıyordu! O zaman ben de, kurtulmak için kulaklarımı tıkıyor, odama gidip kendimle ilgili şeyler düşünüyor ya da resim yapıyordum.
Ama benim için o ölmedi ki, Tonino. Birileri seni sevdiği sürece ölünmez, bunu unutma.
Böylece, ölmenin gökyüzünde uçaksız bir yolculuk yapmak olduğunu öğrenmiştim. Bu yolculukta ne kazlara ne çocuklara yer vardı.
Annem doğduğunda, dedem kasabaya inmiş; anneannem için bir çift altın küpe ve bir kiraz ağacı fidanıyla eve dönmüş. Bahçeye gidip bir çukur kazmış, çukurun içini sıcak gübreyle doldurmuş ve ağacı dikmiş; sonra bir çakı alıp, ateşte kızdırmış ve ağacın gövdesine bir isim yazmış: FELICITÂ (mutluluk). Gerçekte de bu, annemin ismi olmuş. Dedeme göre, kiraz ağacının da ismi aynı olmalıymış. Ama anneannem ona, bu ismin bir ağaç için pek uygun olmadığını söylemiş; bunun üzerine de dedem, ağaca FELICE (mutlu, neşeli) adını vermeye karar vermiş ve öyle de olmuş. O zamanlar Felice'nin üç dalı varmış ve ilkbaharda, annem yedi aylıkken ve dört dişi varken Felice de dört çiçek açmış. O andan itibaren annem ve kiraz ağacı birlikte büyümeye başlamışlar ve dedem Ottaviano ve anneannem Teodolinda'yla bir aile oluşturmuşlar. Bunu anlamak için aile fotoğraflarına bakmak yeterliydi.