Dostluklar, hovardalıklar, kabadayılıklar, yalnız ekmek düşünenlerde yavaş yavaş yok olmaya başlayan bu hisler ve hareketler, bir hatıra bile olamayacak kadar kafalarda sislendi.
Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler
Fakat ikisi de küçük derenin kenarındaki söğüdü ve orada geçirdikleri güzel ilkbaharı ve yazı unutmadılar. Ve ikisi de böyle bir yaz geçirmemiş olan diğer kırlangıçlara tepeden baktılar...(çünkü azlıkta kalanlar çok olanlara nedense tepeden bakarlar.)
Şimdiye kadar hep sana koşmak için çırpındığı halde yenilmez bir gururun emirlerini dinlemeye mecbur olan kalbim bak, içindekileri anlatmak için acele ediyor.