Memleketine aşık, henüz memleketindeyken bile hasretlik çeken Fransız bir yazar Daudet. Şehrin kalabalığı onu sıkıyor. Provence'ın göbeğinde yer alan bir değirmeni satın alıp oraya yerleşiyor. Köyü, insanını ve kışla hayatını, çıktığı ördek avını, doğayı ve orada geçirdiği günleri kaleme aldığı birbirinden güzel öyküler yazıyor. Gözlem yeteneği kuvvetli bir yazar ve öykülerini okurken betimlemeleri sizi alıp oraya; doğanın tam ortasına bırakıyor. "Bu kitap, yazdıklarım arasında benim en çok sevdiğimdir" diyor yazar. Sonra şehrin kalabalığından kaçmasına hak veriyorsunuz. Bu insanın içini ısıtan kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
İçerisinde en beğendiğim öyküleri:
"Beaucaire Posta Arabası"
"Gümrükçüler"
"İhtiyarlar"
"Bixiou'nun Cüzdanı"
"Altın Beyinli Adamın Hikâyesi"
"Portakallar"
"Çekirgeler"
"Kışla Özlemi"