Alphonse Daudet anladığım kadarıyla hayatı boyunca yazmak için gezmiş/taşınmış. Taşındığı yerlerden yazdığı bu anıları gazetelere mektup şeklinde yollayarak geçimini sağlamış.
Bu kitapta da Province köyünden aldığı eski bir değirmende gördüklerini, dinlediklerini, yaşadıklarını ustaca anlatmış. Betimleme yeteneği çok iyi, bazen bazı cümlelerinde gerçekliği iliklerime kadar hissettiğim oldu.
Ancak bazı hikayeleri sanki sadece yazmak için yazmış, kitabın akmayan bir bölümü vardı.
Bir de mesela bir kitap formatında değil de böyle gazeteden okusaydım baya eğlenceli olurdu aslında. Çerezlik hikayelerdi.
Yazarla kafa yapımız aynı olsa da (şehir gürültüsünden kaçıp köye sığınmak) adamı çok benimseyemedim. Çünkü bir yazar olarak "işini" yaptığını hissettirdiği hikayeler vardı, bu da beni kitaba karşı taraflı bakmaya itti. Kitabın son yarısını aşırı isteksiz okudum.
6.9 veririm.
Okuma şevkimi aşırı kırdı, içimden çok düşük puan veresim geliyor ama... Yiğidi öldürüp hakkını verelim.