Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti

Zeynep Çelik

En Beğenilen Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Gönderileri

En Beğenilen Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti kitaplarını, en beğenilen Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti yazarlarını, en beğenilen Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jön Türklerin en önemli katkıları, özellikle İstanbul'da, bayındırlık alanında oldu. Yeni rejimin denetiminde başkentte yeni ve etkin bir belediye örgütlenmesi gerçekleşti, kapsamlı bir kent inşaat projesi uygulandı. Bu süreç içinde polis, itfaiye, ulaşım hizmetleri gibi birçok alan yeniden düzenlendi. Bernard Lewis'in belirttiği gibi: "Jön Türkler Osmanlı Devleti'ne anayasal bir rejimi getirmeyi başaramamış olabilirler. Ama İstanbul'a kanalizasyonu getirdiler."
Kentte
"İstanbul" adı, kentin Bizanslı sakinleri tarafından 10. yüzyıldan beri kullanılagelen ve Grekçede "kentte" anlamındaki "eis tin polin" kelimesinden gelir.
Reklam
1882 sayımının verdiği rakamlar da konut sorununun ciddiyetine ışık tutmaktadır. Resmî rakamlara göre başkent nüfusunun yaklaşık %26'sı kendi evinde oturmuyordu. Nüfusun %5'i cami ve tekkelerde yaşıyordu, %8'i zaten yerleşik ikameti olmayan muhacirlerdi, %1,5'u medreselerde yaşayan softalar, %14'ü dükkânlarında yaşayan esnaf, %2'si ise hanlarda kalan zanaatkâr ve tüccarlardı.
5. yüzyılın ikinci yarısında Konstantinopolis'in nüfusu 200.000 ile 300.000 arasındaydı. Constantinus Surları tarafından sınırlanan iç şehirde yapılaşma o denli yoğundu ki 450 yılında çıkarılan bir imar yasağıyla binaların on kattan daha yüksek olmaları yasaklanmıştı.
Yangın var!
1663 ile 1839 arasında İstanbul ve Galata'da 109 büyük yangın görüldü. Bu sayı 1853 ile 1906 arasında 229'a çıktı; 19. yüzyılda kent sürekli yangın tehlikesiyle yaşar hâle gelmişti. İstanbul sakinlerinin bu afet karşısındaki aczini ve ızdırabını 19. yüzyılın İtalyan gezginlerinden Edmondo De Amicis şöyle anlatır: İstanbul sakinleri için "yangın" kelimesi "her türlü bela"yı ifade eder. "Yangın var!" feryadı ise tüyleri diken diken edici, korkunç, meşum, duyanı yeise gark eden bir feryattır ki bütün şehir iliklerinde hisseder ve insanlar Allah'ın gazabının haberini almışçasına sokaklara akarlar.
Çok kısa bir süre için Haliç'in üzerinde bir üçüncü köprü belirdi. 1863'te Ayvansaray ile Piripaşa arasında yapılan bu köprü sadece on gün yaşadı, geçimlerini iki yaka arasında yolcu taşıyarak sağlayan kayıkçı esnafı tarafından yıkıldı.
Reklam