Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti

Zeynep Çelik

En Eski Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Gönderileri

En Eski Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti kitaplarını, en eski Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti sözleri ve alıntılarını, en eski Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti yazarlarını, en eski Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Eserin tetkik ettiği dönem, 1838-1908 yılları arasını kapsıyor. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı sermayeye açıldığı Osmanlı-İngiliz Ticaret Antlaşması’ndan, II. Abdulhamid’in Jön Türkler tarafından yönetimine son verildiği dönemi kapsamasıyla bilinir. Kitabın incelediği bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nda çok hızlı değişimlerin
Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti
Değişen İstanbul 19. Yüzyılda Osmanlı BaşkentiZeynep Çelik · İş Bankası Kültür Yayınları · 201636 okunma
5. yüzyılın ikinci yarısında Konstantinopolis'in nüfusu 200.000 ile 300.000 arasındaydı. Constantinus Surları tarafından sınırlanan iç şehirde yapılaşma o denli yoğundu ki 450 yılında çıkarılan bir imar yasağıyla binaların on kattan daha yüksek olmaları yasaklanmıştı.
Reklam
Kentte
"İstanbul" adı, kentin Bizanslı sakinleri tarafından 10. yüzyıldan beri kullanılagelen ve Grekçede "kentte" anlamındaki "eis tin polin" kelimesinden gelir.
Jön Türklerin en önemli katkıları, özellikle İstanbul'da, bayındırlık alanında oldu. Yeni rejimin denetiminde başkentte yeni ve etkin bir belediye örgütlenmesi gerçekleşti, kapsamlı bir kent inşaat projesi uygulandı. Bu süreç içinde polis, itfaiye, ulaşım hizmetleri gibi birçok alan yeniden düzenlendi. Bernard Lewis'in belirttiği gibi: "Jön Türkler Osmanlı Devleti'ne anayasal bir rejimi getirmeyi başaramamış olabilirler. Ama İstanbul'a kanalizasyonu getirdiler."
Yangın var!
1663 ile 1839 arasında İstanbul ve Galata'da 109 büyük yangın görüldü. Bu sayı 1853 ile 1906 arasında 229'a çıktı; 19. yüzyılda kent sürekli yangın tehlikesiyle yaşar hâle gelmişti. İstanbul sakinlerinin bu afet karşısındaki aczini ve ızdırabını 19. yüzyılın İtalyan gezginlerinden Edmondo De Amicis şöyle anlatır: İstanbul sakinleri için "yangın" kelimesi "her türlü bela"yı ifade eder. "Yangın var!" feryadı ise tüyleri diken diken edici, korkunç, meşum, duyanı yeise gark eden bir feryattır ki bütün şehir iliklerinde hisseder ve insanlar Allah'ın gazabının haberini almışçasına sokaklara akarlar.
Tamamlandıktan sonra Taksim Bahçesi, Pera halkının en gözde gezinti yeri hâline geldi. De Amicis bu konuda şu gözlemde bulunacaktı: "Pazar öğleden sonraları, park insanlar ve arabalarla dolar. Pera'nın renkli dünyası, bira bahçeleri, kafeler ve eğlence yerlerine taşar." Yaz mevsiminde parkta her öğleden sonra müzik çalınır, İstanbul'a turneye gelen Fransız ve İtalyan toplulukları operetler oynarlardı. Parktaki bu atmosferi polis gayet ahlak dışı bulmuş olmalı ki Müslüman kadınlarının parkta araba içinde veya yaya olarak dolaşmalarını yasakladı. Böylece polis kentteki Avrupalılar ile yerlilerin yaşam tarzları arasındaki farkları vurguluyordu.
Reklam