“Ne benim denizin derinlerinde gezen düşüncelerimi anlayabilirsin ne de ben anlamını isterim senden. Benim isteğim, denizle yalnız kalmaktır.”
.
.
“Dostum, sen iyi, temkinli ve bilgesin; hatta mükemmelsin. Ben de seninle birlikte bilgece ve temkinli şekilde konuşuyorum. Lakin bir meczubum ben. Ancak maskeyle örtüyorum meczupluğumu. Bir başıma meczup olmak isterim yalnızca.”
️
Meczup ‘deli’ anlamında kullanılan bir sözcüktür. Yazar bu kitapta meczup olduğunu sürekli dile getirip, esasında aklıyla övünmesi gereken kısa anlatımlar yapmıştır. Kısacık hikayelerle kimi zaman sözde adaleti kimi zaman önyargıyı ve zıtlığı ustaca anlatmıştır. Tıpkı şu anlatımında olduğu gibi kısa, öz ve ustaca :
“Dün gece yeni bir zevk keşfettim ve bu zevki ilk tecrübe edişimde, bir melek ve bir şeytan evime doğru telaş içinde geldiler. Evimin önünde buluşup, yeni keşfettiğim bu zevk üzerine kavgaya tutuştular; biri ‘ bu bir günahtır!’ diye haykırırken, diğeri ‘ bu bir meziyettir!” dedi. “
️
Halil Cibran’ın bu tarz anlatımlarını çok beğeniyorum. Bütün kitapları benim için çok güzel okumanızı tavsiye ederim keyifli okumalar ️