Halil Cibran’la tanışma kitabı olarak seçtiğim Meczup, çok etkilenerek okuduğum bir eser oldu. Yazarın gençlik döneminde yazdığı, Ermiş gibi en çok bilinen eserlerine öncülük eden bu kitap, hakikatin peşinde koşarken kendini yalnızlık kuyularında bulan genç bir adamın serzenişleridir adeta. Dünyanın ve toplumun ahlaki bozuluşu karşısında içindeki isyan, çatışma ve varoluş kavgasının dile gelmiş halidir. Cibran, çevresiyle ve yaşadığı dönemle bağdaşamayıp, kendini toplumun dayattığı sahtelikten soyutlayarak kendisi olarak özgürlüğüne kavuşan insanın meczup diye damgalandığını ve yalnızlaştırıldığını çok hoş ve çarpıcı bir mizahla ortaya koymuş. Vurucu dili sebebiyle okuduğum üç kitabı içinde bende en çok iz bırakanın Meczup olduğunu söyleyebilirim. Halil Cibran’la henüz tanışmamış olan veya farklı bir kitabını okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum.