Refik Halit... Türk edebiyatının en iyi kalemlerinden biri. Okumayı en sevdiğim ve tüm külliyatını okumak istediğim de bir isim. Bu eserinin methini ilk Yakup Kadri'nin hatırasında duydum. Atatürk'ün Refik Halit'i affetmesine vesile olan bu güzelim tiyatro oyununu gerçekten çok severek okudum. Çok uzun olmayan bu oyunda 2. Meşrutiyet öncesi hasta olup hayatla tüm bağını koparan Maruf Bey cumhuriyet döneminde, Allah'ın hikmeti, kendine gelir. Kendine gelir gelmesine ama çok şey değişmiştir. Maruf Bey değişen bu topluma ve olanlara akıl sır erdirmeye çalışırken eğlencenin en güzeli yaşanır. Atatürk bu metni akşam yemeğinde eğlenelim diye okurmuş. Hakikatten de çok eğlenceli, çok matrak. Insan hayret ediyor 25 yılda yaşananlara.
Kitap sadece bu oyundan ibaret değil, içinde Ankara ve Karacaoğlan'a, ordan şemsiye telefon şişeye uzanan deneme yazıları yer alıyor. Hani o çok meşhur, insan hayatını şişeler üzerinden anlatan görsel var ya, bebekken biberon çocukken süt şişesi sonra bira ve en sonunda ilaç şişesi, onun Refik Halit'in başının altından çıktığını öğrendim. Gerçi böyle güzel bir remizi yapsa yapsa bizim Refik yapardı ya zaten.
Okuduğuma pek memnun olduğum bu eseri öneririm, sizin de şenlenmeye ihtiyacınız vardır bence.