''Gecenin en hüzünlü saatinde uyanıp tüm gelmişime geçmişime sövebilirim. Seçimlerimi, kaybettiklerimi düşünebilirim. Gecenin bir yarısı balkonda bir sigara tüttürür sessiz çığlığımı tüm sokaklara yollayabilirim. Yapayalnız kalıp çocukluğumu düşünebilirdim, kendimden tiksinip kafamı duvarlara vurabilirdim. Sonra güneş açabilirdi, ama ben ama ben ama ben! Ben var ya ben! Geldiğim yeri özlerdim, her şeyi görürdüm o güneşten sonra! Doğduğum yeri, memleketimi, çocukluğumu, düşlerimin rengini. Belki suçum ve günahım bu benim, bir yere gidemeyeceğim biliyorum, burada kalacağım tam nefes aldığım yerde...''
Bazen uygun bir kelimeyi bulmak için aylarca
bekleyebilirsin.
Bazen ufak bir şans için tüm şanssızlıkları
görebilirsin.
Bazen mutlu olmak için tüm mutsuzlukların
tadına bakabilirsin.
Bazen iyi bir an için kötü anlara razı olabilirsin.
Bazen bir kişi için yüzlercesine inanabilirsin.
Küçükken çok derin bir çukur bulup içine girdiğimde dünyanın öbür tarafına çıkacağımı sanırdım... Bulutların üstünde bir şehir olduğuna inanırdım, oraya gitmek için planlar kurardım, babamın her şeyi alabileceğini sanırdım, paramızın bitmeyeceğini sanırdım, öyle değilmiş ama...Hiçbiri öyle değilmiş. Çocukluk işte.