Kitabın sonuna geldiğimizde ilk bölümdeki özne ve nesne arasındaki ilişkiyi dönüp dönüp tekrar okuma istediği uyandırıyor. Çünkü bu hem kitapla ilgili olarak hem de “çağın ruhu” olarak nitelendirilen meseleyi anlayabilmek adına önemli ben ve biz ile ilgili bir mesele de Jan Assmann’ın kültürel bellek kitabında vardı. Bu kitabı okuduktan sonra ilgili bölümü tekrar gözden geçirdim. Özelde Deli Dumrul anlatısı ele alınsa da kitabın ortaya attığı fikirler, yorumbilimsel yaklaşım pek çok farklı konu üzerine bir araştırmacı için bir yol açıyor. Fuzuli Bayat’ın Türk Mitolojik Sistemi kitabında dikotomik olarak ikiye ayrılan bir yapıdan bahsediyordu mitolojik dünya ile ilgili. Kitapta da bunun yer bulması, anacıl ve babacıl’ı bu düalist yaklaşım içinde ele alması şimdiye kadar okuduğum alanla ilgili ilgili kitapların farklı konuları ele almalarına rağmen kesişim kümelerinin insanın doğasına kadar gitmesini, tıpkı bir filmin flasbek sahneleri gibi keyifle öğrendim ve gözümde canlandırmaya çalışarak izledim.