Deliliğe Övgü
Desiderius ErasmusDeliliğe Övgü Reviews
You can find Deliliğe Övgü reviews, Deliliğe Övgü book reviews, Deliliğe Övgü ratings on 1000Kitap.Bağnazlığa yüzyıllar öncesinden mizahi bir manifesto
Deliliğe Övgü; yüzyıllardır din bazlı bağnazlığa karşı yapılmış en büyük eleştiri eseri olarak kabul edilip hâlâ değerli kılınıyor. Bir papaz olan #erasmus 'un kiliseden izin alarak kendini bilime ve özellikle felsefeye adamasının sonucudur bu kitap.
Kitaba göre gerçek bilgelik deliliktir. Bilgeliğin sıkıcı, aldatıcı ve sonuç olarak yararsız, halkça sevilmeyen bir durum olduğu , gerçek yaşamın avam halk arasında süre gelen delilikte bazen saflıkta olduğu vurgulanıyor. Ve bu uğurda başta dilbilimcileri,hukukçular, saray nedimleri, hükümdarlar, papa'ya kadar her türden din adamları ve felsefeciler (stoacılar -seneca dahil) en sert biçimde eleştiriliyor.
Kitapta özellikle kendisinin de eğitimli olduğu ruhban sınıfına ve gerçek düşüncelerine öyle örnekler vererek dillendiriyor ki inanın, bu eserin hangi cesaretle 16. yy'da yazılabilmiş olduğuna şaşıracaksınız.
Aptallığı Övgüsü
Aptallık sadece var oluştan mı gelmektedir? Yoksa var oluşun temelinde aptallık mı yatar. Bu kuram arasında sürükleniyorsunuz. Insanlar doğar, yaşar ve ölürler bu evre içerisinde insanın doğarken ve olurken en aptalca yaşadığı zamanlardır. Kitapta insan bilmediği sürece aptaldır ve aptallık en büyük başarıdır demeye getirir. Doğduğumuz da hicbir şey bilmemektesiniz ve bu ise en büyük aptallığı gösterir. Çocukluk en sevecen ve en güzel günlerdir. Muziplik yaptığımız kimse yadırgamaz ama öğrenmeye başlayınca muzipliklerin hepsi başkalarına salakça görünür. Yaşlılık da çocukluk gibidir. Kralları güldüren o aptallar nerede? Başkasının söyleyeceği bir söz kellesini uçuracakiken aptalların krala veya padişaha söylediği sözler komikleşir ve düşündürür. Işte asıl zafer budur!
️15 yüzyılda yaşayan Erasmus hemen hemen her meslek dalına sert eleştirilerde bulunmuş kendi dönemi ve öncesine yaptığı eleştiriler günümüzde de rahatlıkla yerini buluyor siyasetçisi hakimi öğretmeni idarecisi doktoru tüccarı filozofu yazarı hep aynı kalmış gibi.
️Din adamlarını vermiş veriştirmiş Erasmus haksız da sayılmaz. Bilimden, edebiyattan ve bilgiden uzak gördüğü bu kişileri sadece dış görünüşe önem veren zavallı kişiler olarak anlatıyor. Tabi altını çizmek lazım kötü örneklerden yola çıkılarak iyi olanların da hakkını yememek lazım.
️Sivri dilli erasmusun yönetici tebayı es geçmesi beklenemez.İlkin krallar ve yöneticilere olması gereken duruşu ironi şeklinde anlatan Erasmus, sonrasında bunun yolculuğundan ve zorluğundan söz ederek taşlamaya başlıyor yöneticileri. "Sorunları tanrılara bırakıp neşe içinde yaşarlar kulakları iltifat eden dalkavuklar dışında herkese kapalıdır."
️Erasmus deliliği önce överek yerer, sonra da yererek över. Çünkü Erasmus'un yerdiği sıradan delilik,yani insana göre deliliktir; övdüğü ise kutlu delilik yani, Tanrı katında kutsal olan deliliktir. Kutlu delilik özünde hakiki bir bilgelik içerir.
️Mitolojik tanrıları baz alarak kendi dönemini sert eleştiren bu kısacık kitabı okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar. 🤓
Gerçek bilgeliğin delilik olduğu üzerinden "Deliliğe Övgü" yapılmaktadır. Altın çağ, doğal yaşam diye bilinen yaşamın tüm insanların gerçek varlıkların doğası olduğu düşüncelerini yansıtan bir kitap.
Modern Çağ diye tarif ettiğimiz bu çağın sorun, yaklaşım ve ezberlerini de karşısına (denk düşen) dikilen bir kitap. Acımazsızca bir eleştirinin (Kilise ve Kilise mensuplarına) kaleme alınışı söz konusu. Aslında zincire vurulmuş, sınırlanmış insanlığın çırpınışı ve bunları bundan kurtarmak isteyenlerin "delilikle" nitelendiği bir gerçeğe uzanış.
Kolay okunan, anlaşılır, sade ve derinlikli bir kitap.
“O halde, ölümlülerin bütün yaşamı bir çeşit masaldan başka nedir, birilerinin, başka birilerinin maskelerini takarak sahneye çıktığı, yönetmenin sahneyi terk etmelerini emrettiği ana kadar herkesin kendine düşen rolü oynadığı bir çeşit masaldan? Yönetmen bir oyuncuya kostümünü değiştirip sahneye çıkmasını emreder, böylece demin mor giysileri içinde Kralı oynayan, az sonra paçavralar içinde bir köleyi oynar. Her şey bir gölgeden ibarettir, ama bu masalı oynamanın başka yolu yoktur.”
"Yerinde deli olmayı bilmek büyük bir bilgeliktir."
Çocukluğumdan beri babamın kütüphanesinde gördüğüm bir kitaptı. Hep şöyle bir karıştırıyordum, elime alınca bu sefer tam okumak istedim. Enteresan bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İçinde antik çağ tanrıları, felsefi terimler ve bolca hiciv mevcut.
Rotterdamlı Erasmus Ortaçağ'dan Rönesans dönemine geçişte yaşamış hümanizm savunucusu ünlü bir düşünür. Delilik kisvesiyle konuştuğu bu kitapta zamanının kodamanlarına (papazlar,krallar da dahil) şaka yollu öyle eleştiriler yağdırmış ki cesaretini takdire şayan buldum. Çocuklukta, yaşlılıkta, aşkta, evlilikte ve dostlukta, sanatta, bilimde deliliğin nasıl hakim olduğunu gözler önüne seriyor. Her ne kadar hiciv hakim olsa da gerçeklik payı olduğu muhakkak. Sonunda insan yerinde deliliğin asıl bilgelik olduğuna ikna oluyor:) Bilgelik iyi güzel ama karın doyurmuyor, asıl iş delilikte diyor sevgili Erasmus.
"Madem ki insanız, gerçek ihtiyatlılık yapimizin kaldırdığından daha fazla bilge olmamaktan ibarettir. Ya kalabalığın deliliklerine tatlılıkla katlanmalı, ya da kalabalıkla birlikte hatalar deryasina kendimizi kaptirmaliyiz. "Fakat, diyeceksiniz, böyle bir hareket deliliktir." Bunu kabul ederim; ama siz de hayat komedyasını oynamanın gerçekten bu olduğunu kabul edersiniz."
