Foucault, bu kitapta, birey ve toplumların şekillendirilmesini, denetlenmesini, baskılanmasını sağlayan araçlar bütünü olarak gördüğü “sistem”in içindeki “delilik” kavramını tarihsel bağlamı içinde değerlendiriyor. Kitabın temel olarak deliliğin kapsamının aslında toplum tarafından belirlendiğini öne sürdüğünü söyleyebiliriz. Foucault, tarihsel süreçte deliliğin nasıl tanımlandığını kronolojik olarak aktarıyor okura. Tarih içinde bulaşıcı hastalıklar taşıyan, toplumun çoğunluğunun kabul ettiği kuralları (ya da yaşam tarzlarını) benimsemeyen, aykırı olduğu düşünülen fikirlere sahip olan, dinî kurumlara ve öğretilere eleştiriler getiren kişi ya da toplulukların “deli” olarak kabul edildiğini ve bu kişilerin toplumdan uzaklaştırılmak için “kapatıldığını” anlatıyor. Foucault’nun verdiği örnekler -çoğunlukla- Avrupa sınırları içinde kalsa da dünya genelindeki uygulamalar hakkında da bir fikir veriyor; en azından, başka coğrafyalardaki uygulamaları araştırmakla ilgilenenlere bir başlangıç noktası, karşılaştırmak için bir referans sunuyor.
Genel olarak felsefe, düşünce tarihi, özel olarak Foucault’nun düşünce sistemi, tarihsel ve felsefi analizleri hakkında bilgi edinmek isteyen; toplum, toplumsal sistem ve bireyin bunlarla olan ilişkisi üzerine düşünmekten hoşlanan okurların ilgi duyabileceği bir kitap.