You can find Most Liked Demokrasinin Cinsiyeti books, most liked Demokrasinin Cinsiyeti quotes and quotes, most liked Demokrasinin Cinsiyeti authors, most liked Demokrasinin Cinsiyeti reviews and reviews on 1000Kitap.
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
Politika, toplumsal cinsiyetin kör nokta olarak kalmadığı bir şekilde yeniden kavramlaştırılmalı ve demokrasi her iki cinsiyet de dahil edilerek yeniden düşünülmelidir.
Kamusal alanın çöküşünü modern dünyanın temel özelliği olarak tanımlayan ve demokrasi krizini büyük ölçüde gören yazarlardan oluşan uzun bir liste var.Öne çıkan Hannah Arendi ve Sheldon Wolin’dir.
Kamusal alanın özel çıkar tarafından istila edilmesine karşı çıkmak için an
tik dünyanın deneyiminden yola çıkarak,Özgül olarak politik olan bir alanın çöküşünü esefle belirtiyorlar.
Bazı yazarlarda liberal gelenek eleştirilsinler aynı kaygıları dile getirir.
Evli kadınlar gıpta edilen birey statüsü konusunda en az iddiaya sahip olanlardı ve çok yakın bir zamana kadar kocanın himayesi
altında olma doktrini onların yasal bir konuma sahip olmalarına önledi.Bir kez evlendikten sonra kadınlar kişi olmaktan çıkıyorlardı.Her zaman kendi kurallarını koruyan aristokrasi
nin dışında, kalan kadınlar kendi adlarına mülk sahibi olamıyorlardı;
sözleşme yapamıyorlar ya da kendi adlarına mahkemeye gidemiyorlardı;
kocalarına karşı hiçbir hakları yoktu.
çocukların vesayeti konusunda hiçbir iddiaları olamazdı.
Atina demokrasisi yurttaşlık hakları ve sorumluluklarını bir azınlıkta sınırlandırmıştı ve mülkiyete dayalı ayrıcalıkla bir ilişkisi olmadığı halde
kadınları,göçmenleri. Ve köleleri dışlıyordu.John Locke mülkiyet boyutunu ısrarla vurgularken tüm klasik liberaller adına konuşuyordu.
On yedinci ve onsekizinci yüzyıl kuramcıları için önemli olan bireyler mülkiyet sahibi adamlardır. Hükümet onların çıkarlarına hizmet etmek üzere yaratılmıştı.Birey oldukları kabul edilmeyenler böylelikle çifte bir yoksullukla karşı karşıyaydılar,demok
ratik katılım talebinde bulunamaya
camları gibi,kendilerine ait çıkarlar
olarak öne sürebilecekleri çıkarları da yoktu.Çocuklar dışarıda kalıyordu.De
liler altında sınıflanan kadınlar dışarda ,hizmetçiler ve erkeklerin altında sınflanan kadınlar da dışarıda kalıyordu.
Tecavüz duruşmaları, kadınların rızasına hala erkeklerin rızasıyla aynı ışıkta bakılmadığını teyit eder, çünkü tecavüz duruşmaları artan bir şekilde gözler önüne serildiği ve feminist meselelere ilişkin bilinç güya yükseldiği halde, hakimler, bir kadının "hayır"ının "evet" anlamına geldiği ve kadının "hayır" dediğinin kanıtlanmasının mahkumiyet verilmesi için yeterli olmadığı şeklinde yorumlar yapmaya devam ediyorlar. Kadının sözünün, daha güvenilir fiziksel şiddet kanıtıyla ayrıca teyit edilmesi gerekir; mahkeme kadının rıza göstermediğini kabul ettiğinde bile, erkeğin yanlış anladığını iddia etmesi meşrudur. Bu, kadınlar ve rıza konusunda ne anlama gelir?