Demokrasinin Ötesinde

Gilles Dauvé
8/10
5 Kişi
10
Okunma
3
Beğeni
377
Görüntülenme
Bugün muhafazakârın, cumhuriyetçinin, milliyetçinin ve dahi sosyalistin "demokrat" olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada "eylemek" değil "seçim yapmak" kutsanıyor. Her tür eleştiriden muaf olan demokrasi, kendini kusuruyla, yani hiçbir zaman tamamlanmamış olması ile geçerli kılıyor. Totaliter rejimlerin günahlarının totaliter olmalarından kaynaklandığı söylenirken, demokrasilerin kusuru ise "yeterince" demokrat olmamasında bulunuyor. Tarih sadece demokratikleşme ekseninden okunurken, siyaset de totaliterlik-demokratlık tartışmasına indirgeniyor. "Demokratikleşme" ya da "totaliterleşme" tek siyasal gündem olunca, muhalefet kadar iktidarlar da eylemlerini kendinden menkul bir "demokrasi ilkesi" ile açıklıyorlar. Gilles Dauvé ve Karl Nesic ise, demokrasinin yöneten-yönetilen ayrımına ya da tahakküm ilişkilerine karşı çıkmakla, özgürleşmeyle aynı şey olmadığını, dahası siyasal özgürlüğün bu şekilde kutsanmasının, hayrı ve şerri bütünüyle siyasetten bilmenin, aslında insanı yurttaş ve birey olarak ikiye bölen kapitalizmle uzlaşmak ve siyasal iktidarı mutlaklaştırmak olduğunu sergiliyorlar. Böylece, toplumu mevcut haliyle kabullenen solun demokrasi kavramına dört elle sarılmasının ve "demokrat" kimliğinin açmazlarını ortaya koyuyorlar. Siyasi serbestliğe değil insani ve toplumsal özgürlüğe yoğunlaşıyor, seçmek değil eylemek ve gerçekleştirmek üzerine kurulu bir özgürlüğün nasıl kazanılabileceğine kafa yoruyorlar.
Yazar:
Gilles Dauvé
Gilles Dauvé
Yazar:
Karl Nesic
Karl Nesic
Çevirmen:
İhya Kahraman
İhya Kahraman
Editör:
M. Onur Doğan
M. Onur Doğan
Editör:
Bilge Sancı
Bilge Sancı
Tasarımcı:
Savaş Çekiç
Savaş Çekiç
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 44 dk.Sayfa Sayısı: 167Basım Tarihi: Kasım 2012Yayınevi: Sel YayıncılıkOrijinal Adı: Au-Dela de la Democratie
ISBN: 9789755705958Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
167 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Demokrasi kavramı üzerine son yıllarda yaşadığımız deneyimlerden sonra çokça şüphe duymaya başladım. En nihayetinden insanlar tarafından icat edilen bir kavram değil mi? Dönemin şartları bunu gerektiriyor. Nasıl bundan 1000 yıl önce feodal sistem hakimse, 500 yıl önce imparatorluklar hakimse, bugünkü sistemde ise demokrasi hakim güç. Peki değişmeyen nedir? Değişmeyen şey; yönetenler gücünün hukuktan alırken, ezilenler yine ezilmeye devam ediyor. Değişen şey ise; anayasal bir metinle haklarını aramak için yasal bir zemin olması... Muhafazakar, milliyetçi, liberal ya da sosyalist olmanız artık bir anlam ifade etmiyor. Bunlarının hepsinin demokrat olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Artık yaşadığımız bu dünyada eylemler veya sonuçlardan ziyade, "seçim yapmak" önemli. Yaptığımız seçimlerin aslında var olan sorunları çözmeyeceğini biliyoruz fakat seçim yapma özgürlüğünün kendisi bile yetiyor bizim için. Monarşi veya diktatörlükteki yoksulluk ile demokrasi rejimindeki yoksulluk arasında herhangi bir fark var mı? Muhtemelen yoksulların seçme özgürlüğü var diyeceksiniz. Ama asıl fark nedir biliyor musunuz? Monarşilerde ve diktatörlüklerde yoksullar elbet bir gün baş kaldırır. Demokrasilerde ise sandıkla gelen ne yaparsa yapsın sandıkla gitmelidir. O yüzden dört yılda bir kendi öz irademizle oyumuzu kullanır ve sonuçlarına katlanırız. Demokraside insanlar gönüllü olarak boyun eğer.
Demokrasinin Ötesinde
Demokrasinin ÖtesindeKarl Nesic · Sel Yayıncılık · 201210 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.