Deniz Feneri
Virginia WoolfOldest Deniz Feneri Reviews
You can find Oldest Deniz Feneri quotes, oldest Deniz Feneri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
7Out of 10
Woolf'un Şaheseri
Deniz Feneri, bir iki yıl önce Woolf'un elime aldığım ilk kitabıydı.O sıra kitaba pek odaklanamayıp bıraktım.Küçük bir araştırma sonrası yazarın tarzını anlamak için şu sıralamaya göre okudum: Kendine Ait Bir Oda,Dışa Yolculuk,Mrs.Dalloway,Deniz Feneri. Böylece yazara daha iyi ısındım.
Bütün kitaplarını çok sevdim.Ama özellikle Deniz
Günaydınnnnn.
#denizfeneri kitabı Virginia Woolf kitapları arasında en en etkilendiğim kitap oldu. Hoş ben bu kadının kendisine hayranım, kitaplarına da....
Bence okullar da klasikler okuturken hep Anna Karanina okutuyorlar ya hani.. Ki yanlış anlaşılmasın Anna K. Kişi psikolojileri hakkında analizleri iyi ama özellikle kız çocuklarımız için öncelikle "KENDİNE AİT BİR ODA" okutulmalı. İsmi bile ne güzel değil mi?
Kitaba gelirsek otobiyografik bir roman. Özellikle baba figürü kendi babasına çok benzer;otoriter, sinirli, çocuklarını fazla takdir etmeyen ama takdir ve saygı bekleyen bir baba....
anne ise..... Mrs.Ramsay...kendimle o kadar özleştirdim ki..... Sizi hiç unutmayacağım Mrs.Ramsay........
Mrs.Ramsay ile kadının toplumdaki yerini, evliliğini ve sosyal ağını daha iyi anlıyorsunuz o dönemin. Kadınların fazla akıllı olmadığı, bir çok şeye hakkı olmadığı, evlenmezsen başka bir hayat sürmeye de hakkı olmadığı savunulan bşr İngiltere dönemi ....
Tabi bunda gelenekler de işin içine giriyor. Özellikle anne karakterinin duygularını davranışları ile belirlemesi, içinden geçenleri fazla dile getirmemesi ve beklenen davranışları sergilemesi de iyi yansıtılmış.
Asıl beni etkileyen o iç konuşmalarda ki bakış açısı....bazı cümleleri tekrar tekrar okudum..... İç monologlar bir ileri öngörülü cümlelerdi.
Uzun bir zamandır okuyorum bu kitabı çünkü okulların açılmasıyla daha çok ders çalışmam ve düzenimi oturtmam gerekmişti. Bu kitabı bu kadar uzun bir süreye yayım okuduğum için pişmanım çünkü ben bu uzun soluklu okumalarda kitaptan kopuyorum. Sınav senem olduğu için çok sık kitap okuyamayacak olmak beni çok üzüyor.
Virginia Woolf’un yine muhteşem eserlerinden biri. Woolf okumaya Orlando ile başlamıştım ve o kadar etkilenmiştimki diğer tüm kitaplarını da satın aldım ve aynı şekil de Deniz Feneri’nden de bu şekilde etkilendim. Kendimi Virginia Woolf ile duygusal olarak çok yakın hissediyorum. Orlando dan sonra onun hakkında çok fazla şey okudum ve işte aşık olduğum bir yazar! Yazdığı her satırda sanki o ne hissederek yazdıysa okurken aynen ben de öyle hissediyorum. Bu etkiyi sadece ben değil bir çok okur hissetmiştir.
Bu bilinç akışı tektiğini Woolf sayesinde öğrendim ve benim tarzım bu bile diyebilirim. Bu tarz kitapları okuma alışkanlığı olmayan kişilerin okuyabileceğini sanmıyorum. Bu kişiler için kitap çok zor ve ağır olacaktır. Fakat aksine benim çok rahat ve hissederek okuduğum bir kitap oldu.
Bu muhteşem eseri daha sonraki yıllarımda tekrar okumayı çok isterim. Eminimki tekrar okuduğumda çok daha fazla şey hissedip daha fazla seveceğim.
Demem o ki: Virginia Woolf okuyun. Ama hissederek anlayarak okuyun.
Virginia Woolf'un okuduğum bu ikinci eseri olan Deniz Feneri tam anlamıyla roman okuyayım diyenleri zorlayacak bir eser. Nedeni ise bilinçakışı tekniğiyle yazılmasından kaynaklanıyor.
Eserde dış dünyanın ne olup bittiğinden ziyade baş karakterlerin özellikle evin hanımı Mrs.Ramsey ve Ressam Lily'in kendileri ve eserde geçen kişiler hakkında ruh tahlilerine yer vermesi ayrıca bu tahlilleri ani şekilde farklı noktalara atlayarak yapması okuyucuyu zorlasada özellikle birinci bölümünden sonra kitabı elinizden bıraktırmayacak hale geliyor.
Yazarın kendi iç sesiyle ve kendi zihniyele yaptığı konuşmaları, dile getiremediği beklentileri zaman zaman kendini suçlaması ve toplumun kadına bakış açısını sorgulatan bu kitabı keyifle okuyacağınızı umuyorum.
Woolfun kendi ailesinden izler taşıyan o sebeple de otobiyografik sayılan bilinç akışı tekniğiyle donattığı kitabı. Kitabın en önemli iki karakteri Mrs Ramsay ve Lily Briscoe, birbirlerine çok zıt karakterler Mrs Ramsay daha gelenekçi, erkeğe itaat etmeyi görevi bellemiş ve evliliği bir şans bir mutluluk olarak görüyor; Lily ise tam tersine evliliği kadın için aşağılanma ve bir nevi güç yitirme olarak görüyor, elindeki fırçasıyla bence hem erkeklerle mücadele ediyor hem de genel olarak hayatı temsil ediyor. Kitabın en sonunda Pruenun başına gelen çocuk doğururken ölmesi ya da Mintanın Paulla evlenip sonrasında mutsuz olması gibi hayatın gerçeklerini görüp resmini bitirip hayatı anlayıp elindeki fırçayı bırakıyor. Kitabın ismine kaynak olmuş deniz feneri ise genel olarak bizim bir şeyi çok arzulayıp sonunda yaşadığımız hayal kırıklığının kısa özeti, herkesin kendi hayatı için yaşadığı hayal kırıklığı vardır yani aslında kaya üzerinde kule olan ama gözünde sürekli kavuşmayı arzuladığı bir deniz feneri...