Hayat dediği bu şeyin korkunç, düşmanca ve eğer kendisine firsat verilirse insanın kafasına vurmaya hazır bir şey olduğunu hissettiğini itiraf etmeliydi.
Sayfa 62 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Aralarında bir tür alışveriş oluyordu, bu alışverişte kendisi bir tarafta, hayat öbür tarafta duruyor ve hayat ondan ne kadar çok sey almaya çalışırsa, o da ondan o kadar çok almaya çalışıyordu; bazen de barış müzakereleri yapıyorlardı.
Sayfa 62 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ama ona bundan fazlası lazımdı. Ona şefkat lazımdı. Kendisinin de yaşamın merkezinde yaşadığına ikna edilmesi lazımdı; ona ihtiyaç duyulduğuna; yalnızca burada değil, tüm dünyada.
Sayfa 39 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Bu kadar kederli görünen biri olamazdı. Güneş ışığını içerideki derinliklere taşıyan huzmenin yarı yolunda belki de acı ve kara bir gözyaşı oluşmuştu; bir gözyaşı akmıştı; dalgalanan sular o gözyaşını kendine katmış ve durulmuştu. Bu kadar kederli görünen biri olamazdı.
Sayfa 29 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Tek bir gece nedir ki? Kısacık bir zaman, özellikle de karanlık bu kadar çabuk dağılıyor, kuşlar bu kadar çabuk şakıyor, bir horoz ötüyor veya solmuş bir yeşil, renk değiştiren bir yaprak gibi dalgaların arasında bu kadar canlanıyorken.