Sözcükler hep telaş ve heyecanla yanlara uçuşuyor,bu yüzdende asıl hedefi hep birkaç santim aşağıdan vuruyordu.Sonrada insan bu işten vazgeçiyordu........
Ne garip diye düşündü, insan yalnız başınayken cansız nesnelere tutunuyor; ağaçlara, ırmaklara, çiçeklere; onların kendisini ifade ettiğini, kendisiyle bütünleştiklerini hissediyor, kendisini tanıdıklarını, bir bakıma kendisiyle bir olduklarını hissediyor.
"Sürekli geliyor yabancılar, bir daha hiç görmeyeceğimiz kişiler, teklifsizlikleriyle, ilgisizlikleriyle, bizsiz süregiden dünya anlayışlarıyla istemimiz dışında bizi süpürüp geçen kişiler."
Uygarlığın ilerlemesi büyük adamların varlığına mı bağlı? Sıradan bir insanın günümüzde ki durumu Firavunlar zamanına göre daha mı iyi? Uygarlığın ölçüsü sıradan insanların yaşam koşulları mı diye de sordu kendine.