Deniz - Fırtınalı Yıllar

Tarkan Tufan

Deniz - Fırtınalı Yıllar Quotes

You can find Deniz - Fırtınalı Yıllar quotes, Deniz - Fırtınalı Yıllar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
1969’da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, re­form tasarısının gerçekleşmesini protesto için giriştikleri iş­gale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkın­da gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, haziran ayı sonunda Filistin’e gitti. Eylül’e kadar
Sınıf atlayacak birkaç kişiden biri olmaya ulaşmak yerine, çok daha rasyonel ama o ölçüde de öfke gerektiren bir atılımla sınıfların ortadan kaldırılması gerekliliği kaçınılmaz olarak yerini buluyordu.
Sayfa 92 - 1968 DEV-GENÇKitabı okudu
Reklam
Bu kadar kısa bir yaşama bunca çabayı ve düşü sığdırabilmeleri bile onları yaşıtlarından ve sisteme göbekten bağlı olanlardan ayrı kılmıştı. Belki iktidar ve onu kontrol eden elit tarafından korkunç ve yok edilmesi gereken teröristler olarak tanıtıldılar; ancak uğruna hayatlarını verdikleri yoksullar ve ezilenler, onların asıl sahip olduğu değeri biliyordu. Bugün bile hala annelerimizin, babalarımızın duvarlarını süsleyen resimleri ve adları anıldığında akıtılan gözyaşları, bu insanların asıl hak ettikleri yerin milyonlarca insanın kalbinde sonsuza dek var olmaya devam edeceğinin en açık ifadesidir.
Sayfa 184
10 Ocak 1972 yılında Askeri Yargıtay 2. Dairesi’nde görülen THKO davası, üç devrimcinin Deniz Gezmiş, Hü­seyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamını onaylaması, diğerle­rinin de çeşitli mahkûmiyetler almasıyla sonuçlandı. Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının idamına karşı irili ufak­lı çeşitli kampanyalar başlamıştı. Sıkıyönetim ilan edilerek ülke fiilen askeri
ABD finansmanı ile ABD sanayi ve teknolojisinin ge­rektirdiği işgücünü yetiştirmek için kurulmuş olan ODTÜ, özellikle İstanbul’daki anti-emperyalist eylemler ve üniver­site reformu talebiyle gerçekleşen işgal ve boykotlar sıra­sında sessiz kalmıştı. Üniversite reformu eylemleri sürecin­de reform taslağının birçok somut isteğine sahip olan ayrı­calıklı ODTÜ öğrencileri bu sürecin dışında kalmışlardı. Ancak bu ODTÜ öğrencilerinin de diğer üniversitelerde yaşanmayan “mütevelli heyeti” ve Amerikan eğitim siste­mi gibi sorunları bulunmaktaydı. İşte bu sorunlardan yola çıkarak hiç beklenmeyen bir anda ODTÜ de genel devrim­ci gençlik hareketinin girdabına girdi. ODTÜ öğrencileri, 10 Ekim 1968’de sosyal demokratla­rın elinde olan Öğrenci Birliği’ne rağmen örgütledikleri fo­rumda boykot kararı alırlar. Boykot, ODTÜ’ye özgü iki te­mel taleple başlatılmıştır: ABD eğitim sistemine son, öğren­ciler yönetime katılsın! Hızla tüm ODTÜ’ye yayılan boy­kotla birlikte ABD’nin kültür kalesi çatlamaya başlamıştı. ABD’nin hamiliğini yürüttüğü kapitalist kültürünün genç­lik içerisinde sorunsuzca yayılacağı düşünülen üniversite, devrimci gençlerin darbeleri ile yıkılmış oldu. Boykotun en büyük başarısıysa buydu.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin politik bakımdan belki de en belirgin özelliği, yüz milyonlarla sayılan sömürge halklarının sömürgeci güçler karşısında verdikleri bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerin peş peşe kazanılmasıdır. Kapitalizmin hızlı bir yükseliş temelinde güçlenişi, sömürge ve azgelişmiş ülkelerde kapitalist üretim ilişkilerinin giderek daha fazla kökleşmesini beraberinde getirdi. Bu da bir yandan emperyalizmin buraları sömürge statüsünde tutmaksızın da iktisadi açıdan bağımlılaştırmasını mümkün kıldı; diğer yandan da ulusalcı bilinci etkili bir biçimde tetikledi.
Reklam
47 öğeden 91 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.