Deniz Kurdu
Jack LondonOldest Deniz Kurdu Reviews
You can find Oldest Deniz Kurdu quotes, oldest Deniz Kurdu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Deniz Kurdu
Kitabın kuşkusuz bana kattığı en önemli iki şey şunlardı: insanın yapabileceklerinin sınırsız olması ve bir erkeğin aşkı söz konusu olduğunda tamamen içgüdüsel hareket ediyor olması. Çoğu zaman Hump'ın şaşkınlıkla karşıladığı sahnelere aynı şekilde tepki verdim, çoğumuza uzak olan deniz hayatı konusunda bu kitabı okuyana kadar en ufak fikrim yoktu ancak okurken yabancılık çekmedim. Yazar insan psikolojisini ve duygularını öylesine gerçekçi işlemiş ki okurken yabancı bir dünyayla tanışan karakterimiz gibi aynı şeyleri hissettim. Humprey başta olmak üzere Kurt dahil tüm karakterlerin değişimine şahit oldum, bu bana insanın imkansız dediği şeylere dahi eninde sonunda adapte olan yaşama dürtüsü en yüksek varlık olduğunu hatırlattı. Zannettiğimizden çok daha hırslı ve karmaşık varlıklarız, konu
yaşamak olunca alt üst olan hayatlarımıza sıkı sıkı sarılıyoruz. Konuştuğumuz, tartıştığımız tüm o erdem ve ideolojilerim yanında ilkel içgüdülere de sahip olan varlıklar olduğumuzu apaçık ortaya seren bir dünyaydı benim için.
Ahh Jack London… Ne çok isterdim seninle Hayalet’in güvertesinde bir fincan kahve eşliğinde saatlerce sohbet etmeyi. Ne müthiş bir yazar ne muhteşem bir eser. Okudukça kendisine hayran bırakan, okudukça sürüklenirken aynı zamanda bitmesini istemediğim kitaplar yazan, harika karakterler kurgulayan, bağımlılık yapan Jack London…
Karakterleriyle, olay örgüsü ve anlatım tarzıyla okurken çok zevk aldığım ve tadına doyamadığım bir kitap oldu. Wolf Larsen ve Humprey Van Weyden ile hala tanışmadıysanız, bir an önce okumanızı tavsiye ederim.
kitabın materyalizm ve idealizmin çatışmasını güzel bir şekilde aktaracağını düşünürken daha çok bizim humphun soru sormasını ve larsenin ise cevap verip onu yermesini ya da dövmesini okuyoruz. Sonunda kimin kazandığı belli olsa da yine de düşünceler karakterler üzerinden idealize edildiği için çok da somut bir tartışma yaşandığını söyleyemeyeceğim.
Kitap gemi işleriyle uğraşan kesimlere yönelik özel terimler ve betimlemeler ile dolu olduğu için zaman zaman okumakta ve olayları anlamakta güçlük çektim.
Ayrıca Jack Londonun eserlerini bir miktar okuduktan sonra romanlarında hep aynı formülü kullandığını farkediyorsunuz. Yapılı yakışıklı ve bilge bir erkek(eserin sonunda ölmeli), saf dünyalar güzeli bir kadın, spencer'dan alıntılar, evrim vb. vb. bu yüzden diğer eserlerine göre oldukça yavan ve sıkıcı buldum
Deniz Kurdu
Yazarın diğer bir eseri olan Martın Eden romanından sonra okumaya niyet ettiğim kitabıdır.Anlatıcının dilinden Van Weyden karakteri ileri görüşlü aydın tarafı temsil eder.Bir deniz kazasıyla başka bir gemide(kaptan Wolf Larsen’in)yolculuk etmek zorunda kalır.Wolf Larsen ise materyalizmi benimsemekte ve ölümle birlikte ruhunda yok olacağına inanmaktadır. zıt düşüncelere sahip olan iki karakter arasında aydın-cahil,realist-sürrealist,materyalizm- spiritualimz ve daha bir çok karşıt durumu bir uskunada tartışırlar.Gelinen noktada iki karakterede farklı bakış açıları ile yakınlık duyabileceksiniz keyifli okumalar
·
Not rated
Jack London'ın "Deniz Kurdu" adlı romanı, zorlu deniz şartları ve acımasız bir kaptanın yönetimi altında hayatta kalma mücadelesini konu alır. Roman, San Francisco'dan Seattle'a giden bir geminin battığı kazadan sağ kurtulan Humphrey van Weyden'in hikayesini anlatır. Van Weyden, Wolf Larsen adlı acımasız ve güçlü bir kaptanın yönettiği bir fok avlama gemisi olan Ghost tarafından kurtarılır.
Wolf Larsen, felsefi tartışmalara ve insan doğasının sert gerçeklerine düşkün, aynı zamanda da son derece acımasız ve despot bir kaptandır. Van Weyden, Larsen'in zorbalığına ve gemideki zorlu koşullara rağmen hayatta kalmaya çalışırken, aynı zamanda Larsen ile derin felsefi ve etik tartışmalara girer.
Roman, güç ve otorite, insan doğası, hayatta kalma ve ahlaki değerler üzerine derinlemesine bir inceleme sunar. Larsen'in acımasız yönetimi altında gemide yaşananlar, Van Weyden'in içsel dönüşümü ve hayatta kalma mücadelesi, okuyucuyu hem fiziksel hem de zihinsel bir yolculuğa çıkarır. Jack London, insanın doğa ve diğer insanlarla olan ilişkilerini sert bir gerçekçilikle ele alır ve güçlü bir anlatım sunar.
Hikaye, Martinez adlı gemide başlıyor. Başkarakterimiz Humphrey van Weyden' tam bir beyfendidir. Para kazanmak için bir çaba sarfetmeden kısacası ekmek elden su gölden yaşamıştır. Denizden, denizcilikten ve insanların kötülerinden ve kötülüklerinden bihaberdir. Bulunmuş olduğu martinez gemisi başka bir gemiyle çarpışır. Bir şekilde hayalet adındaki bir gemide bulur kendini. Bu geminin kaptanı da kurt Larsen’dir. Yalvarmasına ve yakarmasına karşın karaya çıkarılmasını reddeder, hatta onu mürettebatı yapar. Ve eziyet dolu macera başlamış olur. Çünkü kurt Larsen hayatınızda karşılaşmak istemeyeceğiniz bir kişiliktir. Kaptan ve diğer mürettebat ile anlaşamasa da yaşaması için kurallara uymak zorunda kalır. Tam bir beyefendi olan Humphrey van Weyden olaylar karşında beyefendiliğini koruyabilecek mi?. diğer mürettebattakilerin akıbeti ne olacak. Gemiye sonradan dahil olan kadın Brewster ile aralarında neler yaşanacak.
Okuması keyifli bir kitap, macera arasında felsefede içeren bu kitabı tavsiye ediyorum. İyi okumalar
