Jack London'nun Deniz Kurdu
Kitabın dili gayet açık ve akıcı hatta bize birazda deniz macerası yaşatıyor olabilir. Hatta okurken maceranın içine dalıp üçüncü bir göz olarak olayları izliyorsunuz. Okyanusun ortasında o geminin içinde sizde varsınız.
Kitapta baş karekter olan Humphrey Van Weyden, hayatı boyunca elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeyen, her işini başkasına yaptıran, tek başına ayakta duramayan tam bir baba parasıyla geçinen kişi fakat hayat insanın asıllardır genden gene taşınan hayatta kalabilme mücadelesi bizim karekterde geçirdiği bir gemi kazası sonucu Hayalet adlı bir gemi kaptanın kurtarması sonucu başlar.
Geminin kaptanı olan Wolf Larsen acımasız, gaddar, hayatını hep kendi kazanan, hayatın acımasız şartlarıyla mücadele etmesini bilen zalim bir Marksist entelektüelidir.
Bir tarafta hümanist bir beyefendi diyer tarafta hayatın acımasız gerçekliğini tatmış bir kaptan arasındaki çatışmayı güzel bir şekilde kitaba yansıtmış. Macera sevenlerin soluksuz okuyacağı bir kitap. Baş karekterimizin yaşadığı zorluklar, kazandırdığı hayat tecrubeleri aynı zamanda azmi okunmaya değer bir kitap olduğunu gösteriyor bana. Sonuçta hepimiz insanız ve her şey başımıza gelebiliyor hayatta önemli olan yakarmak değil mücadele etmektir. Yerimizde saymak değil yaşadığımız olay örgüsüne kendimizi alıştırmak ve değişime ayak uydurmak. Çarkın dışına itilmemek gerek
Kitabı okuduktan sonra internette kitabı tekrar inceledim ve şu cümle çok hoşuma gitti.Lakin bindiği gemide adalet idamla sağlanmakta, konunları ise denizler ile okyanusların şarları koymaktadır. İyi okumalar.
