Deniz Taşları

Yiğit Okur

Deniz Taşları Sözleri ve Alıntıları

Deniz Taşları sözleri ve alıntılarını, Deniz Taşları kitap alıntılarını, Deniz Taşları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arkadaşlık sadece beraberlik değil, bir duyguydu. Hiç bir duyguyla kıyaslanamazdı... Gerektirdiği özveri sınır tanımazdı... Sevginin nadir bir türüydü; ısmarlanmazdı, satın alınmazdı, inşa edilmezdi... Oluşurdu, genç yaşlarda başlayan karşlıklı elektrik kıvılcımıydı. Kıvılcım ilk taştı, sonra taş üstüne taş koya koya yılların içinde oluşur, dikilir bir daha yıkılmazdı... Herkese de kolay kolay nasip olmazdı...
"Geçmiş biraz önceki şimdiydi, gelecek biraz sonraki şimdiydi. Sadece şimdi vardı."
Sayfa 50
Reklam
“Yaşam üç perdelik bir oyundu. Zamanlar, mekânlar değişken olsa da, oyuncular sürekli değişse de, bazı ayrıntılar bir yana, metin değişmezdi.”
"Güneşin insanoğluyla alıp veremediği neydi? Şafakta umut verici, öğlen üstü bıktırıcı, batmaya yüz tutunca bir damla hüzün."
Sayfa 192
"Bazen anlar uzun ve dolu, ömürler kısa ve boş olabiliyordu."
Sayfa 119
“Bazen ufak, çok ufak bir engel geleceğin bütün yollarını tıkayabiliyordu.”
Sayfa 112 - CAN YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geçmiş biraz önceki şimdiydi, gelecek biraz sonraki şimdiydi .. Sadece şimdi vardı ..
Bazen anlar daha uzun ve dolu, ömürler daha kısa ve boş olabiliyordu...
Sayfa 119Kitabı okudu
Geçmiş biraz önceki şimdiydi, gelecek biraz sonraki şimdi. Sadece şimdi vardı.
Yaşam üç perdelik bir oyundu. Zamanlar mekanlar değişken olsa da oyuncular sürekli değişse de ayrıntılar bir yana metin değişmezdi.
Reklam
İrili ufaklı sevdalar… Bakışlarda başlayıp tükenen hevesler… İlk Öpücük… Terleyen avuç içlerinin genç bedenlere yaydığı tanımı karmaşık ilk elektrik… Her şeyin olduğundan daha önemli zannettiren çevre korkusu, ceza korkusu… Suratsız ana bakışları… Korkulan babalar… Hele ağabeyler, ablalar…
Sohbet koyulaşınca, konuşmaları iki zeki insanın fikir düellosuna dönüşürdü. Yaralamamak, öldürmemek koşuluyla. Bu koşullar da nezaketin değil , aklın ürünüydü. İkisinden biri yaralanır yada ölürse,izleyen zaman içinde aynı düzeyde konuşacak kimse bulamayacaklarının bilincinde oldukları için ..
“Çocuklar Keten helvaları, pamuk helvaları, uçan balonları, uçmayanları, arsızları, usluları... Anneler Azgınları, bencilleri, durgunları, çapkınları, ezilmişleri... Kocalar Bir de bunlar vardı. Onların da aralarında, hem evlerinde, hem işlerinde, azgınları, bencilleri, durgunları, çapkınları, ezilmişleri vardı. Bir de bekârlar vardı. Bu bir ırktı. Kadınlı erkekli pek çok sınıfa ayrılırdı. Her sınıf kendi içinde değişik alt sınıflar oluştururdu. Tazesi, kartı, kokuşmuşu, evde kalmışı, erkek eli değmemişi, kadın yüzü görmemişi. Bunlara kadınlı erkekli toplumsal bâkireler denebilirdi. İflah olmaz yaratıklardı. -Murat bak, şu geçip dönenler var ya, bunlar bize bakıp bakıp içlerinden ne diyorlardır biliyor musun? Bir kısmı diyordur ki, iki kart eşcinsel oturmuş, birbirlerine kur yapıyor. Bir kısmı da diyordur ki, iki kurt zampara tuzak kurmuş, düşürecek kız ariyor... Murat bir kahkaha atti. -Öyle sanan sensin. Kimsenin bize baktığı yok.”
Sayfa 188 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kırılgandı mutluluk. Bazen yağmura bile dayanıklı olamazdı. Bazen de yağmurla coşardı. O halde sadece kırılgan, dayanıksız değil, üstelik dengesizdi mutluluk.
Sayfa 273Kitabı okudu
Yalnız sen yoksun! Bir de ben varım. Sen ve ben, birlikte bir başka kişi ediyoruz. Bu kişi için ne senin, ne benim tek başımıza karar verme hakkı var mı?
Sayfa 381Kitabı okudu