Denizi Yitiren Denizci

Yukio Mişima

Oldest Denizi Yitiren Denizci Quotes

You can find Oldest Denizi Yitiren Denizci quotes, oldest Denizi Yitiren Denizci book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkan endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak. Bu denli tehlikeli başka bir iş daha olamaz. Varoluşun kendinde hiçbir korku ya da hiçbir örtülü yan yoktur, bu korku ve tedirginliği yaratan yaşamak eylemidir. Ve toplum, kökende anlamsızdır; kadın erkek bir arada yıkanılan Roma hamamları gibidir. Okul da, toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor.”
-Ryuji denizi kadına benzetir:
“Denizi anlatmak istiyordu – şöyle diyebilirdi: “Beni aşk konusunda, yani uğrunda ölmeye değecek, insanı bitirip tüketen aşk konusunda gizliden gizliye düşünmeye yönelten deniz oldu. Evet, kesinlikle deniz… Tanrı’nın günü çelik bir gemide kapalı kalan bizler için deniz tıpkı kadın gibidir. Durgunluğu ve fırtınalarıyla, kaprisleriyle, batan güneşi yansıtan göğsünün güzelliğiyle bu benzerlik ortadadır…”
Sayfa 41 - Can Yayınları
Reklam
-Güç bizim elimizde,
“Dünyanın boş olduğunu hepimiz biliyoruz ve önemli olan, bu boşluk içinde düzeni sürdürmeye çalışmaktır. Bu yüzden de bizler düzenin bekçileriyiz, hatta daha da öte, çünkü düzenin sürmesini sağlayacak yönetici güç bizim elimizde.”
Sayfa 138 - Can Yayınları
Noboru on üçüne geldiğinde kendine, dehasına iyice inanıyor (çetedekilerin her biri de aynı kanıdaydı), yaşamın biriki basit belirti ve karardan oluştuğunu; ölümün doğum ânında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu. Ona göre, üreme uydurma bir masaldı. Öyle olunca toplum da uydurma demekti. Babalar ve öğretmenler, baba ve öğretmen oldukları için, bağışlanmaz bir günah işliyorlardı.
epub/Sander Yayınları
Bir amip olsaydım, sürekli bölünebilir bir tekhücreli olsaydım, çirkinliği yenerdim, diye düşünürdü. Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi.
epub/Sander Yayınları
“Sen daha insanları tanımıyorsun,” dedi. “Hiçbir yetişkin bizim yapamadığımız şeylerin altından kalkamaz. Bu dünyanın üzerine boydan boya yapıştırılmış bir ‘olanaksızlık’ etiketi vardır. Ve bu etiketi yırtıp atabileceklerin sadece biz olduğumuzu aklından çıkarma.”
epub/Sander Yayınları
Reklam
Muhteşem!
Tehlike deyince, gazetelerin abartarak yazdığı fiziksel anlamdaki yaralanma, biraz kan akması gibi şeyleri getiriyorlar akıllarına. Bunun tehlikeyle hiç ilgisi yok. Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkan endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak. Bu denli tehlikeli başka bir iş daha olamaz. Varoluşun kendinde hiçbir korku ya da hiçbir örtülü yan yoktur, bu korku ve tedirginliği yaratan yaşamak eylemidir. Ve toplum, kökende anlamsızdır; kadın erkek bir arada yıkanılan Roma hamamları gibidir. Okul da, toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor.
epub/Sander Yayınları
Yine de, dünyadaki kötülüğü senin de bilmen gerekir, yoksa hiçbir zaman gerçekten güçlü olamazsın
Bize düşen görevin ne olduğunu hepinizin bildiğini düşünüyorum. Bir dişli yerinden çıktığı zaman, onu zorla da olsa yerine takmak bize düşer. Bunu yapmazsak, düzen sağlanamaz. Dünyanın boş olduğunu hepimiz biliyoruz ve önemli olan, bu boşluk içinde düzeni sürdürmeye çalışmaktır. Bu yüzden de bizler düzenin bekçileriyiz, hatta daha da öte, çünkü düzenin sürmesini sağlayacak yönetici güç bizim elimizde.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.