Öne Çıkan Denizler Dört Duvar kitaplarını, öne çıkan Denizler Dört Duvar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Denizler Dört Duvar yazarlarını, öne çıkan Denizler Dört Duvar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu sene hem nitelik bakımından iyi kitaplar okudum hem de farklı alanlardan beslendim. Benim için verimli bir seneydi. Bende iz bırakan kitapları hem bütün olarak burada kaydetmek hem de ilgili okurlar ile paylaşmak istedim. Eserleri beğeni sırasına göre değil okunma sırasına göre listeledim. Okuduğum zamanlarda verdiğim puanları da dikkate aldım
İnsan yaşlandıkça küçülür derlerdi de inanmazdım eskiden, doğruymuş. Ama küçülmüş bedenlerimizle hiç bir eve sığamayacağımızı söylememişti kimse.
Sığamıyoruz da, sığınıyoruz ancak işte!
"Keşke olmasaydı, yaşanmasaydı! " dediğim ama hemen ardından bugünkü kimliğimin oluşmasındaki katkısı nedeniyle 'İyi ki yaşandı! ' diye düşündüğüm bir yığın olay...
İlkokuldaki beş yıl boyunca törenlere değişik giysilerle katılabilen, her etkinlikte yer alan kaç çocuktuk? Herhalde on ya da on beşi geçmiyordu bu sayı. Elli kişilik sınıfta on beş çocuk! Ötekiler hep siyah önlükleri ve yıkanmaktan eprimiş beyaz yakalarıyla katılıyorlardı törenlere. Bale ya da folklor yapmıyorlardı, şiir okumuyorlar, şarkı bile söylemiyorlardı. Onların yerleri, en başından beri aynıydı, değişmiyordu. Sınıfta en arka sıralarda oturanlar, törenlerde de alıştıkları yerlerde duruyorlardı sessizce.
Can Yayınları 2.Basım ~Taze Ceviz KokusuKitabı okudu
Neyi seçersen seç, değişmiyor. Aynı anda tüm yaşamlara birden sahip olamıyorsun çünkü. Ve sahip olamadıklarının ya da yaşayamadıklarının sızısını taşıyorsun içinde bir yerlerde.
Gündelik, sıradan yaşamların hikayeleri bunlar... Herkesin yaşayabileceği ya da hali hazırda yaşadığı hayat hikayeleri. Ancak her birinin sonunda trajedi var. Özellikle birkaçı gerçekten çok çarpıcı, çok etkileyici.
Ayşe Sarısayın’ın hikayelerinde kadınların kendilerini bulabileceklerini, erkeklerin de kadınların iç dünyasını daha iyi hissedebileceklerini düşünüyorum. Genelde birinci tekil şahıs diliyle yazdığından okurken kendinizi kahramanla kolayca örtüştürüyorsunuz. Birinci tekil şahıs basit kısa cümlelerle sıradan yaşamını bize yine sıradan bir dille anlatıyor; ama Ayşe Sarısayın okuyucuyu işte bu sıradan dil ile çarpıyor, bizi bu sıradanlığın tam merkezine çekiyor. Hikayelerinde bizi, hiç sivriltmediği bir dille günlük sıradan davranışları tariflerken, geleneksel toplumsal yapıya ve toplumda cinsiyet rollerine dair düşünmeye sevkediyor.
İncelemem önceki yıllardan, bu kitabı 3 yıl önce okumuştum. Ayşe Sarısayın’ın ilk hikaye kitabı olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, zira yılların deneyimiyle yoğrulmuş bir kalemin tadı var hikayelerde... Kendisinin Behçet Necatigil’in kızı olduğunu öğrendiğimde bu güçlü kalemin ve akıcı yazımın hem genlerden, hem de edebiyat çevrelerinden beslendiğini anladım. Kıymetinin pek bilinmediğini düşündüğüm bir yazar kendisi; bu kitabı ile Yunus Nadi ödülünü, "Yorgun Anılar Zamanı" isimli kitabıyla da Sait Faik hikaye ödülünü almıştı.
Tavsiye ederim, seversiniz...