Yeni Yüzyıl İçin Uyarılar

Depremin Gösterdikleri

Yaşar Nuri Öztürk

Depremin Gösterdikleri Gönderileri

Depremin Gösterdikleri kitaplarını, Depremin Gösterdikleri sözleri ve alıntılarını, Depremin Gösterdikleri yazarlarını, Depremin Gösterdikleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci Dünya Harbi’nde, ünlü Maginot (Majino) Hattı’nın, Almanlar tarafından aşılmasını, Fransız askerlerin zevk ve eğlenceye dalarak görevlerini tam yapmamalarına bağlayan Fransız başbakanı, radyodan yaptığı konuşmaya şu cümle ile başlamıştı: “Yurttaşlarım, zevk bizi mahvetti.” İflas ve bozgunun bir cümle ile açık ve net biçimde ifade edilişinin çarpıcı örneklerinden biridir bu… Başlığımızı dikkate alarak aynı tavrı biz burada sergilersek şunu söyleyeceğiz: Yurttaşlarım, haram lokma bizi mahvetmiştir… Haram servet demek yetmez, haram lokma demek lazım. Çünkü haram kazançla servet yapamayıp sadece lokma elde etme aşamasında kalan, unutmayalım ki, fırsatı yakaladığında lokmayı servete dönüştürmek için her yolu deneyecektir. Önemli olan lokmadır. İşin temeli lokmadır. Lokmanın haramını yiyen bir vicdan, servetin haramını yakalamak için sürekli pusuda olur. Bu bir ruh ve niyet işidir, meblağ işi değil… Deprem felaketindeki ölüm ve yıkım faturasını büyüklüğüne kimleri sebep gösteriyoruz? Müteahhitten geriye doğru gidin; Yolunuz, ruhsatı verenden denetleyene, imar mevzuatını yozlaştıranlardan suçluları örtbas edenlere kadar bir yığın soysuza uğruyor. Bunlar bunu niçin yapmışlardır? Hakları olmayanı yemek için. Başka bir deyişle, hakları olandan fazlasını yemek için. Kısaca, felaketin temelinde haram servet hırsı, haram lokma var. Toplumu çökerten zulümlerin tamamına yakınının dibinde haram lokma vardır.
Sayfa 52 - Deprem ve Haram ServetlerKitabı okudu
Diyanet ne yaptı?
Deprem bölgelerine birkaç kefen, birkaç cenaze imamı gönderdi. Diyanet, yanına aldığı "en zengin dükalık Diyanet Vakfı"nın da verdiği güçle dokunulmaz ve eleştirilmez bir "modern ruhban imparatorluğu" halinde bulunuyor. Kim çarpıyorsa devriliyor, kim eleştirirse başı derde giriyor. Çünkü bir elinde akıl almaz para gücü, bir elinde dilediğini cehennemlik ilan eden ruhban yetkileri var. Daha önemlisi, arkasında, istisnasız tüm partileriyle siyaset var. Ve en önemlisi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası var…
Reklam
Bu yaraları saracak idiyseniz açılmalarına giden yolu neden kapatmadınız? O her biri birer felaket hazırlığı olan "imar affı"nı neden çıkardınız? Bataklıkların, dere yataklarının, heyelan topraklarının üzerine mahallelerin kurulmasına neden izin verdiniz? En fazla iki kat binayı taşıma gücünde olan zeminlere yedi-sekiz kat çıkılmasına neden göz yumdunuz? Deprem mevzuatının uygulanıp uygulanmadığını neden denetlemediniz? Kısacası, biraz daha fazla, biraz daha kolay kazanmak için sahnelenen bu kahırlı namussuzluk zincirini neden kırmadınız? Kırmadınız, çünkü o, zincirinin halkaları bu işten kese doldururken siz de oy devşiriyordunuz. Yaralar elbette sarılacak! Yaraları millet saracak, halk saracak, vicdanını parti lokallerinde kirletmemiş aydınlar saracak. Ve yaraları, her şeye rağmen hâlâ diri kalmış "insan yüreği" saracak.
Depremle gelen uyarının bizden istediği yeniden yapılanma, şu ana başlıklar altında toplanıyor: 1. Yönetim ve siyasetteki çürümeyi temizlemek 2. Haram servet zulmünü durdurmak 3. İş ve emanetleri ehil olmayanlara teslim etme zulmüne son vermek 4. Allah ve doğa ile barışmak 5. Din hayatından riya ve istismarı temizlemek 6. Sömürü için oluşuturulmuş fırka ve zübür (yapay kutsal kitaplar) dinciliğine son vererek Kur’an’ı din yapmak 7. Şehveti ilahlaştırma ve israf zulmüne son vermek Dikkat edilirse ana başlıkların hemen hepsi "zulüm" kelimesiyle ifade edilmiştir. Zulüm, eski deyimle bir hercümerc yaratır. Yani dengeleri altüst ederek toplumda bir tür kıyamete sebep olur. Tıpkı deprem gibi…. O yüzdendir ki Allah, tarih boyunca, zulme batmış toplumlara en hayatî uyarılarını depremler aracılığıyla ulaştırmıştır.
Sayfa 13 - bk. İsra, 16., Müminûn, 53., Mâûn SuresiKitabı okudu
Depremi bir cezalandırma olarak görenlere hep karşı çıktık; ama bu, depremin bize hiçbir şey söylemediği anlamına gelmiyor. Deprem bir ceza değil, bir uyarı. Allah’ın tabiat ana diliyle konuşma şekillerinden biridir deprem. O dili anlamak için, vahyin kitabından yararlanmak gerekiyor. O kitap, Kur’an’dır.
263 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
99 depremi ardından kaleme alınan kitap deprem ile din arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışıyor. Yazar depremin ilahi bir ceza olmaktan ziyade doğa ananın kendini ifade etme şekli olduğunu izah etmeye çalışıyor. Deprem olayına hurafelerden sıyrılıp bilim penceresinden bakıyor.
Depremin Gösterdikleri
Depremin GösterdikleriYaşar Nuri Öztürk · Yeni Boyut Yayınları · 200026 okunma
78 öğeden 81 ile 78 arasındakiler gösteriliyor.