Anlamı yok bazı şeylerin. Ben de veremiyorum.
Aslında o kadar çok şey var ki.
Anlatabileceğimi sanmıyorum. Denemiyorum o yüzden.
Bir şey değişmiyor zaten.
Konuşabileceğim kimse yok.
Hiç kimse yok.
Yoruldum her şeyin doğrusunu yapmaya çalışmaktan.
Anlamı yok bazı şeylerin. Ben de veremiyorum.
Aslında o kadar çok şey var ki.
Anlatabileceğimi sanmıyorum. Denemiyorum da o yüzden.
Bir şey değişmiyor zaten.
Konuşabileceğim kimse yok.
Hiç kimse yok.
"Söylediği, sustuğu her kelimeyi, giydiği kazağı, ceketinde iliklediği düğmeyi, hatalarını ve sevaplarını, gördüğü bordür taşlarını bile. Ne mutluluğu, ne sıkıntısı, ne öfkesi, ne gülüşü, ne bakışı benim değil oysa."