Dersim... Dersim...

Cafer Solgun

Dersim... Dersim... Sözleri ve Alıntıları

Dersim... Dersim... sözleri ve alıntılarını, Dersim... Dersim... kitap alıntılarını, Dersim... Dersim... en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
‪Bu coğrafyada birlikte yaşıyorsak ve yaşayacaksak,ancak birbirimizin derdini, davasını, acısını, sevincini kendimizde hissedebildiğimiz ölçüde “biz” olabiliriz. “Biz” olabilmek tek başına kimseyi değil, her rengi ve değeriyle hepimizi anlatır ve anlatmalıdır.‬
Sayfa 208 - Timas YayinlariKitabı okudu
Reklam
Etnik ve kültürel farklılıkların yok edilmesi
Bir,biri Ardına geliştirilen ve "Atatürk Devrimleri" olduğu belirtilen kılık-kıyafet gibi reformların amacının "Batılılaşma" ve "Çağdaşlaşma" olduğu söylenir. Hilafet, saltanat ve Şeyhülislamlık kurumlarının kaldırılması da bu kapsam içerisinde değerlendirilir. Ancak bu reformların temelinde etnik ve kültürel farklılıkların yok edilmesiyle, "yeni bir ulus" yaratma isteği vardır. Tarihi, etnik ve kültürel değerleri, hafızası, gelerek ve görenekleri yok edilerek veya yeniden kurgulanarak yaratılan bu ulus devlet anlayışının, Türkiye coğrafyasına ve "eşyanın doğasına" ne denli uygun olup olmadığını ise dikkate alınmamıştır. Zira, elde bu anlayışı hayata geçirecek bir "devlet" vardır ve direneni bekleyen kader ezilmektir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Birbiri ardına geliştirilen ve "Atatürk Devrimleri" olduğu belirtilen kılık-kıyafet gibi reformların amacının "Batılılaşma" ve "Çağdaşlaşma" olduğu söylenir. Hilafet, saltanat ve Şeyhülislamlık kurumlarının kaldırılması da bu kapsam içerisinde değerlendirilir. Ancak bu reformların temelinde etnik ve kültürel farklılıkların yok edilmesiyle, "yeni bir ulus" yaratma isteği vardır.
Sayfa 138Kitabı okudu
"O gün askerler köye gelip 30-40 kişiyi götürdüler. Bize "Sizi sürgüne göndereceğiz" dediler. Sürgüne götürdüklerini zannedip önlerine düştük. Harçik suyu kenarında bulunan Taxtıkal mıntıkasına götürdüler. Karanlık çökmek üzereydi, karşımıza dört tane ağır makineli silah kurdular. Sonra hepimizi taramaya başladılar. Bu tarama sırasında yanımda annem, babam, iki kız kardeşim ve erkek kardeşim vardı. Ben o sırada elimi, kız kardeşimin başına koymuş tutuyordum. Kurşun kız kardeşimin başından geçti ve kafatası parçalandı, benim de sağ elimin orta iki parmağı koptu, bayılmıştım."
Oysa biz geçmişi “karıştırmıyoruz”; aksine o geçmiş sürekli olarak bizi “karıştırıyor”. Doğrusu onu unutmak mıdır? Doğrusu “unutmak unutturmak” değil, yüzleşmektir. Almanya Şansölye Will’i Brand Yahudi soykırımı anıtı önünde diz çöküp bütün Yahudilerden kendi halkı ve devleti adına özür dilemeseydi, Almanya bu günkü Almanya olabilir miydi?
Sayfa 205Kitabı okudu
Reklam
.."resmi tarih"in içyüzünde acı vardır, kan vardır, katliam vardır...
Ewladı Kerbelayme..
Evladi Kerbalayih. Bı hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir.
Sayfa 189
Asker olmayınca ve vergi de vermeyince, adınız "asi" olur, "eşkıya" olur ve dolayısıyla katliniz de "vacip" olur...
Sayfa 59 - Timaş Yayınları
Aşktır. Dağlar, çöller aşacak güç, derman verir insana bazen. Süpürgeç Dağı ve Karadağ Efsanesi
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Sehpaya doğru sürüklenerek götürülürken, ona, oğluna, Hüseyin'e, koca Seyid'in nasıl "korkma oğlum" dediğini, "erkek kuzu bıçak içindir"...
Yüzleşmezsek hiç bir şey geçmiş olmuyor.
"Derdimize halk Ağlasın... Seydali: (1993'te, 77 yaşında hayata veda etti) Insanları kur şuna diziyorlardı, çok az insan kaldı, çok az insan garba sürüldü. Abdullah Paşa çok zalimdi, çok acımasızdı. (...) (Asker) Kasaturayı defalarca Yusuf'un göğsüne, karnına vurup çıkarıyordu. Hiç kimse bakamıyordu ama ibret olsun diye insanlara seyrettiriyor lardı. Süngüyü vurdukça Yusuf'tan su sesi gibi kan sesi geliyor du. Yusuf sesini çıkarmıyordu. Sadece akrabalarından, Keko'dan su istedi; Keko cesaret edemedi. Hiçbirimiz cesaret edemedik, kimse Yusuf'a su veremedi. Ve Yusuf son kez konuştu: "Ah Keko, bunların yaptığı değil; sizin bu haliniz bana daha çok acı veriyor." Yusuf'tan duyduğumuz son sözler bunlardı. Yusuf ölmüştü. Ölü sünü alıp gömmemiz lazımdı, lakin cesaret edemiyorduk. Ertesi sabah, cesedin iplerini çözdüler. Kaskatı kesilmişti. Ayakta duru yor gibiydi. Taşıyıp bir uçurumdan aşağıya attılar. "Kemere gos kar" (goskarın taşı) dedikleri yerden aşağıya attılar. Yusuf'un can sız vücudu ayakları üstüne düştü, bir süre ayakta durur gibi oldu, sonra yana devrildi. Biz o günün gecesi kendi aramızda cesedi gizlice alıp gömmeye karar verdik.
Ancak "kökünden halledildiği" düşünülen Dersim'in yatılı okullarında, Türkiye üniversitelerinde Kemalizm ile yoğrulmuş tuhaf bir solculuğa gönül veren "katliam artığı" kuşaklar, şimdilerde kimlikleriyle, tarihleriyle, dilleri ve kültürleriyle yeniden tanışıyor, büyüklerinin anlatımıyla yüreklerine yer etmiş Dersim 38'i yeniden anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyor...
Sayfa 127Kitabı okudu
Yaşadığımız coğrafyada "birlik-beraberlik" en fazla duyduğumuz, dinlediğimiz söylemdir ve sürekli olarak "tehdit ve tehlike" altındadır.
Meclisin bir sonraki celsesinde ise meclisteki kürt mebuslarının imzalarını taşıyan şu metin yayınlammış, Lozana da gönderilmiştir. “ ''Türk, Kürt tek vücuttur. Kürtler, hiçbir vakit Türkiye camiasından ayrılamaz ve bunu ayırmak için hiçbir kuvvetin tesiri yoktur. Avrupa hükümetlerinin Kürtleri müdafaa etme salahiyetleri olmadığı defaatle memleketimiz halkıyla beraber protesto edilmiş olduğu halde, yine azınlıkların bahis edilmesi şayanı teessüftür. Kürtlerin, her vakit Türklerle beraber vatan uğrunda daima ölmüş ve ölmeye hazır oldukları cümlenin malumudur.''
Sayfa 135Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.