Dersim Raporları

Faik Bulut

Oldest Dersim Raporları Posts

You can find Oldest Dersim Raporları books, oldest Dersim Raporları quotes and quotes, oldest Dersim Raporları authors, oldest Dersim Raporları reviews and reviews on 1000Kitap.
Sunuş Kısmından Bir Kesit :
Dersim olayı enine boyuna irdelendi. Veri ve belgeler, neredeyse birbirinden kopya edilircesine bir kitaptan diğerine aktarıldı. Aşağı yukarı konuya ilişkin malzemeler, birbirinin benzeri haline geldiler. Bu derlemenin basılabilmesini gerekli kılan iki önemli belge elimize geçti. Biri 1890-1900 yılları arasında bir Rus istihbarat subayının Dersim’e ilişkin raporuydu. Diğeri de dönemin bölge komutanı (Van, Muş, Bitlis, Elazığ ve Dersim) Kazım Karabekir Paşa’nın Dersim aşiretleri üzerine hazırladığı bilgi ve istihbarat notlarıydı.
O tarihte (1990), söz konusu malzemenin yayınlanabilmesi için özellikle gazete sorumlularından Bünyamin Ateş’le bizzat görüşerek gerekli izni almıştık. Yazı dizisinin gerçek sahibi adını koymamıştı. Kitabımız yayınlanıp kısa sürede iki baskı yapınca, daha önemlisi hukuki açıdan DGM gibi mahkemelerde herhangi bir dava açılmayınca; dizinin sahibi (Kürt kökenli ve Nurcu meşrepli Muhammed) aniden ortaya çıkıp aleyhimize “telif davası” açmıştı. Davacı, kitabın çok para ettiğini sanıp maddi güdülerle mi hareket etmişti; yoksa, bizim kendi meşrebinden olmadığımızı anlayarak siyasi gerekçeyle mi davayı açmıştı, onu bilemiyorum! Kitaptan herhangi bir maddi beklentim olmadığı gibi, gerçekten dişe dokunur bir telif ücreti de alamadım. Benim derdim, “tabuları yıkmak için cezayı göze alarak demokratik bir mücadeleyi başlatmaktan” başka bir şey değildi.
Evrensel Basım Yayınları
Reklam
Söz konusu yazı dizisini kitabımda yayınlamam için sözlü izin veren gazete sorumlusu Bünyamin Ateş, maalesef siyasi bir tutumla (Nurcu arkadaşının aleyhinde olmamak için) mahkemede tanıklık etmeyi kabul etmedi. O zaman kitabı basan Yön Yayınevi yetkilileri, söz verdikleri yargı sürecini izlemediler. Dolayısıyla “hukuki açıdan tazminat ödemeye” mahkûm edilmiş oldum. Muhammed isimli Kürt kökenli davalı veya avukatı, 28 Şubat 1997 tarihli postmodern darbe (Refahyol Hükümeti’ne karşı) sırasında, İslamcı gazetelere dava sonucunu vererek; “Faik Bulut, kitap araklamış” türünden yalan haberlerin kaynağı oldu.
Evrensel Basım Yayınları
İlk iki baskıdan sonra, beni üzen bir şey daha yaşandı. Dersim önderi Seyit Rıza’nın emirberi Ferhat Doğan’la uzun söyleşiler yaptım. Yaşlı Ferhat amca, kitap baskı ve dağıtıma girdikten sonra, gelip “Bana gel, söylediklerimin bir kısmını yeniden düzeltip anlatayım” demez mi! Fakat kitabı piyasadan toplayacak halimiz yok. Ancak yeniden basımda
Evrensel Basım Yayınları
Ferhat Doğan’ın sözlerinde, Alişer’in Ruslarla, özellikle Rus Bolşevikleriyle temas ettiğine ilişkin değinmeler ve vurgular vardı. Önceki baskılarda bu anlatıma dayanarak; Koçgiri Halk Hareketi ve Dersim Direnişi önderlerinden Alişer Efendi’nin, “Sovyetler Birliği’nin Bakû’da topladığı Doğu Halkları Kurultayı’na (1920) katılmış ve Türkiye komünist hareketinin önde gelen ismi Mustafa Suphi veya yoldaşlarıyla görüşmüş olabileceği” ihtimaline ağırlık verdik. Aradan geçen sürede yaptığımız araştırma ve çalışmalar, bizi, böyle bir sonuca götürmedi. En iyimser deyimle, Alişer Efendi, 1917 Ekim Devrimi’yle birlikte Rus birliklerinin çekilmesinin ardından Ermeni komutan Murat Paşa’nın yönetiminde kalan Erzincan’da, Rus ve Kafkas kökenli (Ermeni, Azeri, Gürcü gibi) sosyalist ve bolşeviklerle temasa geçmiştir. Rusların Askeri Karargâhı’nın bulunduğu Kafkas ülkelerine (Gürcistan, Ermenistan gibi) gidip oradaki bazı sosyalistlerle de buluşmuş olabilir. Fakat bundan ötesi yoktur, bilinmezdir. Dolayısıyla, Ferhat Doğan’ın anlattıklarına dayanarak öne sürdüğümüz “Alişer’in Rus Bolşevikler ve Türkiyeli komünistlerle ilişkisi ihtimalini” abarttığımızı düşünüyoruz. Bu ihtimal hakkında yazdığımız heyecanlı cümleleri, yeni baskıdan çıkardık.
Evrensel Basım Yayınları
Resmi raporlarda sıkça geçen birkaç deyime açıklık getirmek gerekiyor: Seyit, şeyh, dede, ağa, vs. Genelde İslam literatüründe, özelde tasavvuf ve Alevi-Bektaşi geleneğinde, seyyid ibaresi fazlasıyla geçer. Arapça “bey, efendi, sayın” gibi anlamlarda kullanılan seyyid; soyu Hz.Muhammed peygamberin kızı Hz.Fatıma ile Hz.Ali’nin evliliğinden doğan soya denilir. Hz.Hasan soyundan gelenlere, şerif unvanı verilir. Hz.Hüseyin soyunu devam ettirenler ise seyyid unvanını alageldiler.
Evrensel Basım Yayınları
Reklam
215 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.