Dersim Yalanları ve Gerçekler

Özgür Erdem
Yalan: Dersimliler Kürttür. Gerçek: Dersimliler Türktür.
Sayfa 263Kitabı okudu
Yalan: Dersim isyanı bir Alevi isyaniydi. Gerçek: Dersim isyanınin Alevilikle bir ilgisi yoktur.
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
Yalan: Seyit Rıza birinci Dünya Savaşı'nda madalya almıştır. Gerçek: Seyit Rıza birinci Dünya Savaşı'nda Ermenilerle ve Ruslarla işbirliği yapmıştır.
Sayfa 177Kitabı okudu
Yalan: İsyan devlet baskısına karşı çıktı. Gerçek: isyan köprü, yol, telefon, okul istemeyen aşiret reisleri tarafından çıkarıldı.
İlk baskını yapan Demenan aşiretinin lideri Cebrail ağa da Alişir'i destekler. "Mektep, nahiye bizim neyimize? Bunları ortadan kaldırmaliyiz. Hepsini yakmaliyiz."
Seyit Rıza, adı üstünde bir seyittir. Yani bir tarikat lideridir. Bu açıdan bugünkü fethullah Gülen'den ya da said-i kürdi 'den, şeyh Sait 'ten ya da Menemen gerici ayaklanmasini gerçekleştiren derviş Mehmet 'ten pek bir farki yoktur. Tek farkı Sünni değil alevi olmasıdır.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Yalan: Bütün Tunceli ayaklandı. Gerçek: Dersim isyanına 91 Tunceli aşiretinin sadece 6' sı katılmıştır.
Devlet Tunceli 'deki feodal düzeni ortadan kaldırmak istedi. Düzenin değişmesinden rahatsız olan feodal beyler, ağalar, aşiret reisleri ve seyitler buna direndi. Devletin yaptığı karakollar, köprüler, yollar ve okullar yakıldı. Silahlı bir ayaklanma başladı. Devlet de bu silahlı ayaklanmayı doğal olarak askeri tedbirlerle bastırdı. Ancak, gerçek amaç Tunceli insanını feodal beylerin baskısından ve sömürüsünden kurtarmak olduğu için sivil halka dokunulmadigi gibi, aksine sivil halki baskı ortamından kurtarmak için ıslahatlara devam edildi.
Sayfa 147Kitabı okudu
SÜRÜSÜNE BEREKET
Yalan: Seyit Rıza yoksul bir insandı. Gerçek: Seyit Rıza Dersim 'de 230 köye hükmeden bir derebeyiydi.
Sayfa 173Kitabı okudu
Yalan: İnsanlar köylerinde diri diri yakıldı. Gerçek: Boşaltılmış köyler isyancılar geri dönemesin diye yakıldı.
Reklam
Dersine çalışmış
Yalan: Seyit Rıza tutuklanırken "şerefsiz, yalancı hükümet" dedi. Gerçek: Seyit Rıza tutuklanırken aynen Apo gibi " Ben Türk'üm, Türk milletine isyan etmedim" dedi.
Sayfa 167Kitabı okudu
Soygunculuk, Dersim ananesinde nizamlaşmiştir. Zaten aşiret hayatı demek, reisin halkı istediği gibi oynatması demektir. Reis kanun vaziidir. Çünkü kudret onun elindedir, onun dediği haktır, isabetlidir. Zaten Seyit de işin ahirete taalluk eden kısmını kolaylıkla halleder.
Sayfa 124Kitabı okudu
Yalan: Devlet isyancı liderlerin kellesini kesti. Gerçek: Kelleler Dersim aşiretleri tarafından kesildi.
...... devlet isyancılara o güne kadar sadece savunma ile karşılık vermiş, taarruza geçmemiştir. Zaten dikkat edilirse emir de isyan başladıktan 40-45 gün sonra yayınlanmıştır. Bunun nedeni, isyana henüz katılmamış aşiretlerin isyancı aşiretlerle birlik olmasını engellemek, katılıp katılmama noktasında kararsız kalan aşiretleri ikna etmekti. Kısacası, isyanın başladığı 21 Mart ile askeri hârekatın başladığı 3 Mayıs tarihleri arasında devlet, hem isyancıları vazgeçirmek için uğraşmış hem de diğer aşiretlerin katılmasını engellemeye çalışmıştır. Bu dönemde gerek Tunceli Komutanı ve Umumi Mifettiş General Alpdoğan, gerekse diğer alt rütbeli subaylar aşiret reisleriyle bizzat görüşerek ya da temsilci göndererek ikna yöntemine başvurmuştur.
Sayfa 34
... Gerçekten de devlet yayınladığı bir kanunla, Tunceli bölgesindeki asker kaçaklarını affetmiş, nüfusa kaydını yaptırmayan Dersimlilerin kayıt yaptırdıkları takdirde ceza almayacağını hükme bağlamıştır. Bu af kanunu, aslında 8 Ocak 1936'da çıkmıştır ve iki yıl sürelidir. Tam da şu an okumakta olduğumuz raporun yazıldığı günlerde, 14 Ocak 1938'de 2 yıl daha uzatılmış, ancak yeni bir madde eklenerek kapsamı genişletilmiştir. Bu yeni maddeye göre, Tunceli'deki asker kaçakları affedilmekle kalmıyor, sadece 6 ay askerlik yapacakları hükme bağlanıyordu. Hatta Alpdoğan Paşa, aşiret reislerini toplayıp şöyle demiştir: "Sizin için özel askerlik kanunu çıkaracağım. Hiç askere alınmadınız. Bu yüzden zor gelir belki. Dolayısıyla Dersimliler sadece 6 ay askerlik yapacak. Başka yerlerde bu 24-36-48 aydır." ... ... ... Türkiye'nin her yerinde, gayet doğal olarak, devlet olmanın gerektirdiği bir şekilde, asker kaçağı olmak ya da nüfus kaydını yaptırmamak bir suçtur. Devlet, Tunceli'de bu suçlardan dolayı hüküm giyecek olanları affetmekle, Tunceli halkıyla devletin barışmasını sağlamaya çalışmaktadır. Bunun neresi "sömürge" yönetimi anlayışıdır? İstanbul'daki, Ankara"daki asker kaçakları ceza görecek, Tunceli'deki asker kaçaklarının ise cezaları af olacak, hatta diğer yurttaşlardan çok daha az bir süre, 6 ay askerlik yapacaktır. Bu mudur "sömürgecilik"?
Sayfa 47
Resim