Derviş Keşkülü

Necdet Tosun

Quotes

See All
Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi (Âl-i İmrân, 3/159).
Sayfa 59
Bal :)
Seyyid Hasan henüz küçük bir çocuk iken babasıyla birlikte Hoca Ubeydullah Ahrâr’ın yanına gelmişti. Hoca Ahrâr’ın yanındaki bal küpünü gören çocuk bütün ilgi ve dikkatini oraya yöneltti. Hoca Ahrâr çocuğa adını sorunca, âdetâ kendinden geçmiş olan çocuk “Bal” diye cevap verdi. Bu duruma çok sevinen Hoca Ahrâr: “Bu çocukta büyük bir kabiliyet var. Balı görünce kendi adını unuttu. Eğer rûhunun murâdına baldan daha tatlı bir şey (mâneviyat) tattırırlarsa mutlaka ona yönelişi çok kuvvetli olacak” dedi ve çocuğun maddi manevi eğitimini üstlendi.
Sayfa 24
Reklam
Ebu’l Hasan Harakânî hazretlerine: “İhlâs ve riyâ nedir?” diye sorulduğunda, “Allah Teâlâ için yaptığın her şey ihlâstır. Halk için yaptığın herşey de riyâdır” buyurmuşlardır.
Sayfa 28
Cüneyd-i Bağdâdî’ye: “İhlâsı kimden öğrendiniz?” diye sorduklarında şöyle cevap vermiştir: “Mekke-i Mükerreme’de bulunuyordum. Bir berber gördüm. Ona: “Allah rızâsı için benim saçlarımı kısaltıp düzeltebilir misin?” dedim. Berber: “Elbette” dedi. O sırada, mevki sâhibi birini traş etmekte idi. Hemen traşını bırakıp: “Efendi, kalk! Bir kimse Allah için bir şey istedi mi, bütün işler durur, derhal ona bakılır” dedi. Sonra berber koltuğuna ben oturtup traş ett. Ardından bana bir miktar altın verp: “İhtyaçların için lâzım olur, onlara harcarsın!” dedi. Ben bu hâle çok hayret edip, elime geçecek ilk parayı kendisine hediye etmeye niyet ettim. Az bir zaman sonra bana Basra’dan bir kese altın gönderdiler. Hemen götürüp o keseyi ona verince sebebini sordu. Ben de niyetimi açıkladım. Bunun üzerine bana: “Sen, Allah rızâsı için beni traş et” dedin. Ben de o niyetle seni traş ettim. Şimdi bunları alırsam, niyetimde ve ihlâsımda bir değişme olmasından korkuyorum” dedi.
Sayfa 29
Seyrimde bir şehre vardım, Gördüm sarayı güldür gül, Sultânımın tâcı tahtı, Bağı duvarı güldür gül. Gül alırlar, gül satarlar, Gülden terâzi tutarlar Gülü gül ile tartarlar, Çarşı pazarı güldür gül. Halvetiyye meşâyıhından İbrâhim Ümmî Sinân hazretleri
Sayfa 11
Yunus Emre’nin: “Çiçek eydür ey derviş, gül Muhammed teridir” mısraında ifâde ettiği gibi gülün kokusunu Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v) terinden aldığına inanılır. Halk arasındaki “gül koklamak sevaptır” sözü ile gül yağı veya gül suyu ikram edildiğinde salavat getirme geleneği, bu çiçeğin Hz. Peygamber’in sembolü olmasından kaynaklanmaktadır.
Sayfa 9
Reklam
İlim ilim bilmekdür, ilim kendin bilmekdür, Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır. Okumakdan ma‘nâ ne, kişi Hakk’ı bilmekdür, Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru emekdür... Yunus Emre der hoca, gerekse bin var hacca, Hepsinden eyüce, bir gönüle girmekdür.
Sayfa 66
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.