"Duygu, Akıl ve İnsan Beyni"

Descartes'ın Yanılgısı

Antonio R. Damasio

En Beğenilen Descartes'ın Yanılgısı Gönderileri

En Beğenilen Descartes'ın Yanılgısı kitaplarını, en beğenilen Descartes'ın Yanılgısı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Descartes'ın Yanılgısı yazarlarını, en beğenilen Descartes'ın Yanılgısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Faulkner, meslektaşlarına, "kendi kendisiyle çelişki içindeki insan yüreğinin sorunları unutuldu, oysa yalnızca bu konu iyi bir yapıt üretebilir, çünkü, yazılmaya değer olan yalnızca bu çekilen ıstırap ve dökülen terdir," der.
Somatik işaretleyici hipotezi, en başından itibaren, duyguların bir durumun belirli yanlarını veya olası eylemlerin belirli sonuçlarını işaretlediğini varsayıyordu. Duygu bu işaretlemeyi bir "altıncı his"te olduğu gibi açıkça, ya da bilincimizin radar menzilinin dışından gelen sinyaller aracıhğıyla üstü örtülü bir şekilde yapıyordu. Akıl yürütmede kullanılan bilgi de gayet açık veya -bir çözüme sezgi yoluyla vardığımızda olduğu gibi- kısmen gizli olabilirdi. Bir başka deyişle, hemen öncesindeki mantıksal adımların farkında olmaksızın belirli bir sonuca vardığımız bir tür hızlı bilişsel süreç olan sezgide, duygunun da rolü vardı. Aradaki adımlardan her zaman habersiz olmamız gerekmez, sadece o duygu sonucu öylesine doğrudan ve hızlı bir şekilde üretir ki akla çok fazla bilginin gelmesine ihtiyaç olmaz
Reklam
Bir kişi veya olay hakkında belirli bir şekilde hissetmemiz için beynin, bu kişi veya olay ile beden durumu arasındaki nedensel bağı tercihen açık bir şekilde temsil edecek bir araca sahip olması gerekir. Başka bir deyişle, olumlu veya olumsuz bir duyguyu yanlış kişiye veya şeye bağlamak istemezsiniz. Örneğin bir kişiyi, nesneyi veya yeri kötü bir gidişatla ilişkilendirdiğimizde, genellikle yanlış bağlantılar kurarız, ancak bazılarımız bu hatalı bağlantıları kurmaktan kaçınmaya çalışır. Batıl inanç, bu tür sahte nedensel bağlantılara dayanır: önünüzden geçen kedi gibi yatağın üzerinde duran bir şapka size kötü şans getirir; bir merdivenin altından geçerseniz talihsizlik yaşarsınız vb. Duygu (korku) ile nesne arasındaki temelsiz düzenleme yaygın ve hâkim olduğunda, fobik davranış ortaya çıkacaktır.
Bir duygu, belli bir beyin sistemini etkinleştiren, belirli zihinsel imgelere bağlı bir grup beden durumu değişikliği ise, bir duyguyu hissetmenin özü, bu değişikliklerin, döngüyü başlatan zihinsel imgelerle birlikte yan yana yaşanması deneyimidir.
Yaygın İnanç
"Serinkanlı ol, duygularına hakim ol! Yargılarına tutkularının karışmasına izin verme. Sonuç olarak, duyguyu, biz istemesek de doğal olarak mantıklı düşünmemize eşlik eden gereksiz bir zihinsel yeti olarak görürüz. Yaşadığımız hoş bir duyguysa, bundan bir lüks gibi zevk alırız; üzücüyse, istenmeyen bir müdahale olarak katlanırız. Her iki durumda da sağduyu bize aynı şeyi öğütler; duygu ve hisleri makul ölçülerde yaşamalıyız. Mantıklı olmalıyız."
Gage vakası
Phineas Gage, demiryolu inşaatında kayaları patlatma işinde çalışıyordu. Kayaya açılan deliğe metal bir çubukla barut ve kum sıkıştırıyor, sonra kontrollü bir şekilde patlatıyordu. Bir gün yine sıkıştırma çubuğu ile barutu sıkıştırırken, barutun patlamasıyla demir çubuk delikten fırlayarak talihsiz işçinin kafatasının içinden geçti. metrelerce öteye düşen çubuk üzerinde beyin parçaları vardı. gage'in beyninin frontal lob*ları tamamen yok oldu. ama ilginçtir ki, bir kaç dakika sonra bilinci açıldı ve kafasında koca bir delik olduğu halde insanlarla konuşabilir hale geldi! doktora açık bilinçle gitti ve tedavisi de uyanıkken yapıldı. (tedavi dediğimiz de açık yaranın mikrop kapmasını önleyici tedbirler.) Gage, bir süre sonra işine geri döndü. Kazadan önce sorumlu, işini takip eden, çevresiyle arası iyi bir insan olan gage, kazadan sonra çok değişmişti. Verdiği sözleri tutmayan, hiç bir şey için endişe etmeyen, kendi halinde, ve en önemlisi, hiç bir konuda makul bir şekilde karar veremeyen biri haline dönüşmesi, Gage'in çevresindeki insanları da çok şaşırtmıştı. adeta değer yargıları kaybolmuştu, önemli ve önemsizi birbirinden ayıramıyordu. Çocuklaşmış, çevresindeki insanlara çocukça taleplerde bulunmaya başlamıştı. Bu haliyle işinde tutunamadı ve işten kovuldu.
Reklam
202 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.