Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Descartes’in Yanılgısı

Antonio R. Damasio

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan okuyacak bunu.
Belirli bir kimyasalın (vücudun içinde veya dışında üretilen) belirli bir hissin oluşumuna neden olduğunu bilmenin, bu sonucu ortaya çıkaran mekanizmayı bilmekle aynı şey olmadığını anlamak önemlidir. Bir maddenin belirli sistemlerde, devrelerde, reseptörlerde ve bazı nöronlarda etkili olduğunu bilmek, neden mutlu ya da üzgün hissettiğinizi açıklamaz. Maddeler, sistemler, devreler, reseptörler ve nöronlar ile hisler arasında bir işleyiş ilişkisi kurar, ancak size birinden diğerine nasıl geçiş yaptığınızı anlatmaz. Bu, sadece bir açıklamanın başlangıcıdır. Mutlu ya da üzgün hissetmek, sürmekte olan beden durumlarının nöronal temsilindeki bir değişime büyük ölçüde karşılık geliyorsa, o halde bu açıklama, kimyasalların bu nöronal temsillerin kaynakları -ana bedenin kendisi -ve faaliyet modelleri bedeni temsil eden nöronal devrelerin birçok seviyesi üzerinde etkili olmasını gerektirir. Hislerin nörobiyolojisini anlamak, ikincisinin anlaşılmasını zorunlu kılar. Mutlu veya üzgün hissetmek aynı zamanda, kısmen düşüncelerinizin işlediği bilişsel biçimlere karşılık geliyorsa, bu durumda mevcut açıklama aynı zamanda, kimyasalların, imgeleri üreten ve manipüle eden devreler üzerinde aktif rol oynamasını gerektirir. Bu, depresyonu genel anlamıyla, serotonin veya norepinefrinin var olup olmadığına indirgeyerek açıklamanın -ki bu, Prozac döneminde popüler bir açıklamadır- kabul edilemez derecede üstünkörü olduğu anlamına gelir.
Sayfa 198 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Akıl yürütme yeteneği ile duygulanım birlikte azalır ve bunların bozulmaları temel dikkat, bellek, zeka ve dilin son derece sağlam göründüğü nöropsikolojik profillerde o kadar göze çarpar ki hastaların doğru yargıya varmaktaki başarısızlıklarını açıklamak için asla başvurulmaz.
Reklam
Beyin, sistemlerin süpersistemidir. Her bir sistem, birbiriyle karmaşık biçimde bağlanmış küçük ama makroskopik kortikal bölgeler ve korteks altı çekirdeklerden, bunlar da sinapslarla birbirine bağlanmış sinir hücrelerinin meydana getirdiği mikroskobik yerel devrelerden oluşur.
Descartes'in yanılgısı nedir?
"İnsanlığın doğuşundan çok önceleri varlıklar yine varlıktı. Evrimin bir noktasında, temel bir bilinç başladı. Bu temel bilinçle birlikte basit bir zihin oluştu; daha büyük karmaşık bir zihin ile düşünme ve daha da sonra daha iyi iletişim kurmak ve düşünceleri daha iyi organize etmek için dili kullanma olasılığı ortaya çıktı. Demek ki başlangıçta insan, önce var oldu, sonra düşündü. Ve şimdi bizler, dünyaya gelip gelişirken, hâlâ önce var olarak başlıyoruz ve ancak daha sonra düşünüyoruz. Biz var olur, sonra düşünürüz ve sadece var olduğumuz kadar düşünürüz çünkü düşünme, aslında varoluşun yapıları ve işlemlerinden kaynaklanmaktadır." "Descartes'in yanılgısı budur: Beden ve zihin arasındaki derin ayrıma; bir tarafta oldukça büyük, boyutlandırılmış, mekanik, olarak işleyen, sonsuz biçimde bölünebilir beden öğeleri ve öteki tarafta ölçülemeyen, boyutlandırılmamış, hareket ettirilemeyen, bölünemeyen zihin öğeleri; akıl yürütmenin, ahlaki yargının, fiziksel acı ya da duygusal karışıklıktan doğan ıstırabın bedenden ayrı varolabileceği önermesi. Spesifik olarak; zihnin en karmaşık ve incelikli işlemlerinin biyolojik bir organizmanın yapısından ve işleyişinden ayrılması."
Bunlar hep bilgi.
Beyinde hiçbir şeyin kalıcı bir resmi, hatta minyatürleşmiş, mikroçip, mikrofilm veya disket şeklinde saklanan bir kaydı yoktur. Ömür boyunca edindiğimiz olağanüstü miktardaki bilgi düşünüldüğünde, her türlü kopyayı depolamak, büyük bir olasılıkla üstesinden gelinemez kapasite sorunları yaratırdı. Şayet beynimiz geleneksel kitaplıklara benziyor olsaydı, tıpkı kitaplıklarda olduğu gibi raflarımız tükenirdi. Dahası, birebir kopyalama ile depolama yöntemi de geri çağırma konusunda verimlilik açısından büyük sorunlara neden olmaktadır. Hepimiz kendi deneyimlerimizden biliriz ki belirli bir nesneyi, yüzü ya da sahneyi hatırladığımızda, gördüğümüz şey aslının birebir bir kopyası değil, daha çok onun bir yorumu, aslının yeniden oluşturulmuş yeni bir versiyonudur.
Sayfa 123Kitabı okudu
Yetişkinlik döneminde beyni hasarlanan hastalar, bize uygun sosyal davranışlar sergileyebilmek için duyguların gerekli olduğunu gösterirken, erken yaşta beyni hasarlanan hastalar ise uygun sosyal davranışların temelini oluşturan verileri öğrenebilmek için de duyguların gerekli olduğunu göstermiştir. Bozulmuş sosyal davranışların olası nedenlerinin anlaşılması için bu gerçeğin anlattıkları ancak yeni yeni değerlendirlmeye başlandı.
Reklam
Beyin tarafından yönetilen tüm eylemler, bir düşüncenin sonunda gerçekleşmez. Aksine, beyinden kaynaklandığı ifade edilen ve dünyada şu anda gerçekleşen eylemlerin çoğunun hiç düşünülmeden gerçekleştirildiği söylenebilir. Bunlar, örneğin refleksler gibi basit tepkilerdir: Bir nöron taraından taşınan uyarı, başka bir nöronun geçmesine yol açar.
Sayfa 109Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.