İl-eri olarak bilinen milis kuvvetleri 1598-1605 arasında anadoluya gönderilen hükümlere göre şu şekilde teşkilatlandırılmıştır: sultanın bu yöndeki fermanının varmasıyla beraber milis kuvvetleri teşkilatlandırılma emrini alan kadı, oranın ileri gelenlerini (ayan) mübaşirin, yani beylerbeyinin temsilcisinin huzurunda toplardı. Sonra da aralarından il-başı veya il-kethudası denilen bir Serdar seçerlerdi. Fermanlara göre, bu şekilde seçilen kimsenin, “Yerel ayandan, ehil, tanınmış, dürüst, varlıklı ve sözü dinlenen “ biri olması gerekiyordu; bu tasvir, 18. yüzyıl belgelerinde ayanın tanımına neredeyse harfi harfine uymaktadır.Seçildikten sonra serdarın görevi, her köyden, emri altına yiğitler veya il-eriler, yani ateşli silah kullanabilen genç köylüler toplayacak yiğit-başılar seçmekti.
…
On kişi ya da daha fazlasından oluşan bir eşkiya çetesinin eyleme geçtiği anlaşıldığında bu, teşkilatı harekete geçirmek için yeterliydi. İlk olarak bu çetelere kadı mahkemesi huzurunda çıkmalarını emreden bir celb yollanırdı. Eğer celbe uyumayı reddederlerse, serdarın komutasında il-erilerin bunlara karşı harekete geçmesi emredilirdi.