Devletlerarası Sömürge Kürdistan

İsmail Beşikçi

Devletlerarası Sömürge Kürdistan Quotes

You can find Devletlerarası Sömürge Kürdistan quotes, Devletlerarası Sömürge Kürdistan book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Dünya tarihi sadece yazılı olaylardan, kitapların yazdığı olaylardan ibaret değildir. Yaşanan fakat yazılmayan, kitaplarda yer almayan, dolayısıyla insanların, inceleme ve araştırma yapanların belleğine çarpmayan pek çok olay vardır. Bazı olayların mübalağa edilerek öne çıkarılması, vurgulanması, bazı olayların dikkatlerden uzak tutulmaya çalışılması, insanların bilincine çarpmaması için önlemler alınması, ideolojilere, resmi ideolojinin etkinliğiyle ilgili bir sorundur.
Sayfa 98
Kemalistler, Kürdistan'ın bölünüp parçalanmasında ve paylaşılmasında emperyalistlerle çok yoğun bir işbirliği yaptıkları halde, "emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı ilk ulusal kurtuluş savaşını biz yaptık. Doğu'nun ezilen, sömürge halklarına önder olduk. Onlara ulusal kurtuluş ilhamını verdik..." demeyi de ihmal etmezler.
Reklam
1988 yılı Mart ayı ortalarında, Güney Kürdistan'da Halepçe kenti, İran yönetimiyle ortak hareket eden Kürt peşmergelerin eline geçmiştir. Sömürgeci Irak yönetimi, kenti terketmek zorunda kalmıştır. Fakat geri çekilirken kente kimyasal silahlarla saldırmıştır. Ajansların verdiği habere göre 5.000 Kürt insanı kimyasal silahların kullanılması sonucu yaşamlarını kaybetmiştir.. 10.000 kişinin üzerinde yaralı vardır. Kürt kaynakları bu sayıların aslında çok daha büyük olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu kuşkusuz büyük bir soykırımdır. Bu soykırımda çocuklar, kadınlar, yaşlılar kitleler halinde yaşamlarını yitirmişlerdir. Bu vahşet karşısında, Türk Hükümeti'nin, Türk siyasal partilerinin, Türk üniversitesinin, yazarların, günlük Türk basınının, TRT nin sergilediği tavır, üzerinde dikkatle durulması gereken bir tavırdır. Filistin-Israil mücadelesinde bir Filistinlinin ölümünü yoğun bir biçimde protesto eden, kamoyuna duyuran bu kurumlar, Güney Kürdistan'da, Halepçe'de 5.000 den fazla Kürt insanının katledilmesine, 10.000 den fazla insanın yaralanmasına neden olan soykırım karşısında sessiz sedasız kalmayı tercih etmişlerdir. Olayı görmezden duymazdan gelmişlerdir. Sorunun odak noktası budur.
…Irkçı ve sömürgeci bir zihniyetin üreteceği demokrasi de ancak bu kadar olabilir. Fakat bu tür kişiler, Bulgaristan'da herhangi bir gazetecinin, oradaki Türk azınlığı ile ilgili olarak, "Bulgarca öğrenmemişlerse, bunun suçlusu Türkler değil, Bulgarca öğretmeyen devlettir.." biçimindeki açıklamalarına şiddetle tepki gösteriyorlar. Türkçe konuşmanın ve Türkçe öğrenmenin temel bir hak olduğunu belirtiyorlar. Irkçılık kısaca budur. Kendi ulusu için istediği haklan, örneğin dil, kültür haklarını, başka bir halk için, başka bir ulus için layık görmemek. Bu ırkçı ve sömürgeci zihniyet insanları ve kurumları çifte standartlı düşünmeye ve davranmaya zorlamaktadır.
"Ez ku firavin bim, tu jî dê şîv bî"
Emine Perîxanê, onun kümese saklandigini biliyor ve onu saklandigi kümesten cikarip komutana teslim etmek istiyor. Bu sirada kardeşinin ona söyledigi söz çok çarpicidir. "Ez ku firavin bim, tu jî dê şîv bî" (Ben ögle yemegi isem sen aksam yemegi olacaksin). Gerçekten ayaklanma bastirildiktan sonra devletin ilk yaptigi islerden biri Emine Perixanyi kursuna dizmek oluyor. Cünkü devlet safinda operasyonlara katilmistir ve gizli kalmasi gereken pek cok sey bilmektedir. Ayrica kardesini bile devlete teslim edip idamina neden olan adama devlet güvenemez.
Uygarlık, devletin iç ve dış politikasını eleştirebilmektir. Bu eleştiriden dolayı cezai müeyyideyle karşılaşmamaktır.
Reklam
38 öğeden 101 ile 38 arasındakiler gösteriliyor.