«Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür» olabilmek düşüncede ve siyasette
olgunluğun, erginliğin, yetkinliğin ve kendine güvenin sonucudur. Siyasal
düşünceler, kökleşmiş yargılar, bilinç altına geçmiş toplumsal inançlar,
ideolojiler ve kuramlar, bir yandan insana yön verirlerken, öte yandan da
insanı, bu düşüncelere, inanç haline dönüşmüş değer yargılarına ve kalıplaşmış
ideolojilere tutsak ederler.