Bu kadar kısa olmasına üzüldüğüm bir serinin final kitabını okudum bugün...
Seri hakkında yapabileceğim en büyük eleştiri kısa oluşu sanırım. Bunun dışında oldukça sürükleyici bir anlatıma sahip, karakter gelişimi, olay örgüsü, yan karakterleri ve mekan tasvirlerindeki başarısıyla çok sevdiğim seriler arasına girdi diyebilirim
İlk kitabın sonu öyle bir yerde bitti ki, hız kesmeden ikinci kitaba başladım. İlk kitaba göre post apokaliptik ve aksiyon yönünden çok daha etkileyici bir kitaptı. Başarılı betimlemeler sayesinde okurken kendimi adeta nükleer savaş sonrası dört bir yandan tehlike içeren, yıpranmış binalar ve çürümeye yüz tutmuş arabalar arasında hayatta kalmaya çalışırken buldum.
İlk kitapta romantizm biraz daha ağır bassa da, ikinci kitapta heyecan ve macera ön plandaydı. Seriyi karalayan blogger arkadaşlarıma katılmıyor, bu kategoriden kitap okumayı seven herkese bu seriyi gönül rahatlığı ile öneriyorum. İşte bu güzel kitaptan sizler için seçtiğim birkaç alıntı :
"Daha önce hiç anlamadığım bir şekilde, birini sevmenin her zaman uçmak gibi geleceğini anlıyordum: hayal edilemez atlayış, düşme korkusu, kalbin adeta insanın boğazında atmasına sebep olan heyecan. Bu her zaman imkansız olacaktı: ta ki imkansız olmadığı ana, kişi sadece inancı üzerinde uçana kadar."
"Artık uykunun insana nasıl unutma şansı tanıdığını ama şafakla acının da uyandığını ve insanın bir saliseliğine ne çektiğini unuttuğu için daha da kötü hissettiğini anlıyordum."
"Belki de sevgi buydu: Diğer insanın kırgınlıklarını kendininmiş gibi hissetmek."