Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Devrimin Zamanı

Antonio Negri

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Komünizmi, Nietzscheci anlamda bütünsel bir eleştiri olarak düşünmek gerekir: sadece mevcut değerlerin yıkımı değil, aynı zamanda yeni değerlerin yaratılması; sadece varolanın olumsuzlanması değil, aynı za­manda filizlenmekte olanın olumlanması.
Sayfa 21
Bu postmodern teorilerde, tüm maddi toplumsal içeriklerin­den soyutlanmış ve o nedenle de denge ve düzen simulakrını tesis etme konusunda çok daha etkili, küçük ama işlevsel bir Devlet makinesinin öne çıktığını görüyoruz. Liberalizmin za­yıf toplumsal öznesi kendini toplumsal antagonizmanın siya­sal gücünden soyutlamış ve böylece liberal devlet idaresi soru­nunu sadeleştirerek, soyut güçler arasında, hükümet etmeye dönük, mekanik ve araçsal bir denge işine indirgemiştir.
Reklam
Son otuz yılda çok sayıda düşünürün de teslim ettiği gibi, iktisadi yapıyı (emek) kültürel üstyapının (değer) kaynağı ola­rak koymak yeterli değildir; bu alyapı-üstyapı nosyonu terkedilmelidir. Eğer emek, değerin temeliyse, değer de eşit ölçüde emeğin temelidir. Neyin emek ya da değer-yaratıcı faaliyet sa­yılacağı her zaman yaşanan tarihsel, toplumsal bağlamdaki ve­rili değerlere bağlıdır; bir başka deyişle emek, basitçe bir faali­yet, herhangi bir faaliyet olarak değil, toplumsal planda değer üretici kaynak olarak kabul edilmiş somut bir faaliyet olarak tanımlanmalıdır.
Sayfa 25
Dünya emektir. Marx, emeği insan tarihinin tözü/maddi-içeriği olarak koyduğunda, belki de cüretkarlıkla değil yeterince cüretkar olamamakla suçlanmalıdır.
Makine, öznenin bünyesine dahil olmuştur, bir uzantı ya da bir tür protez olarak değil, düpedüz onun di­ğer bir niteliği olarak; daha doğrusu özne, ta özünde, doğasın­da hem insan hem makinedir.
Hukuk (ki kapitalist sistemde paranın büründüğü birçok biçimi aynen tekrar eder), tıpkı para gibi, kendine ait herhangi bir değer taşımaz; taşıdığı, toplumsal çatışmaların, kapitalist toplumun yeniden-üretimi için elzem şartların, işbölümünün ve sömürünün günbegün ürettiği değerlerden ibarettir.
Reklam
Kapitalist üretim ilişkileri postmodern çağda bir tür top­lumsal aşkınlık gibi gözükür. Sermayeden ötesi yok gibidir. Toplumsal sermaye artık orkestra şefliğiyle yetinmemekte, toplumsal üretim alanında bilfiil bir üretici olarak boy göster­mektedir. Özerkliğini kazanmak ve kendisini emekten kesin­kes ve ebediyen ayırmak sermayenin hep düşlediği bir şeydi. “Sermayenin siyasal tarihi”, diyordu 1960’lann başında Mario Tronti, “sınıfsal ilişkilerden çekilmek adına sermayenin yürüt­tüğü bir dizi çabadan”, ya da daha doğru bir ifadeyle, “kapita­list sınıfın, işçi sınıfı üzerinde kurduğu çeşitli siyasal tahakküm biçimleri aracılığıyla işçi sınıfından kurtulmak adına yü­rüttüğü bir dizi girişimden ibarettir” (“Strategy of Refusal”, s.32).
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.