Dicle'nin Sesi 2

Dicle'nin Sürgünleri

Mehmed Uzun
İyi insanları unutmayın, unutmak en büyük kötülüktür.
...düşmansız savaş olmaz, savaş düşmanı, düşman savaşı yaratır ve ikisi birden yıkımı getirir.
Sayfa 39 - İthaki - 14. Baskı - 2016Kitabı okudu
Düşmanlık, rekabet, kıskançlık, çekememezlik ve ihanet ülkenin kaderiydi ve yüzyıllardan beri ölümcül bir çıban gibi ülkenin bedenini kemiriyordu.
Agîre eşqe gerın'e, dikeve nav hesti û çerîn'e, ne dibeje fedîye ye û ne jî şerın'e
Ancak devir değişiyordu; dünün dostları, bugünün düşmanları oluyordu.
Dünya değişmişti, şehir değişmişti, toplum ve insanlar değişmişti.
Ömrünün baharında, hayatın en coşku yerinde, dünyanın bir başka yüzüyle karşılaşmıştı; kin, nefret, zorbalık, tecavüz, kılıcın hükmü ve ölüm.
Bir Bilge
"İnsanlar buğday başaklarına benzer, boş oldukları zaman kafaları yukarı, içleri dolu olduğu zaman aşağı bakarlar."
Sayfa 166 - İthaki - 14. Baskı - 2016Kitabı okudu
Elbette yıkılmış ve yaralı insanların gösterdiği cesaretin içinde her zaman bir korku ve tedirginliğin de olduğunu bilmeliydim.
Bir dengbej'in başına gelebilecek en büyük felaket, onun dilini yok etmek, onu sözden mahrum bırakmak, aşk ve şefkatten uzaklaştırmak değil mi?
Hayatı boyunca Hakkari ülkesinden başka bir yer görmemiş, Hakkari'nin dağlarını, orman, mağara ve vadileri mesken edinmiş, ne dünyanın malını mülkünü tanımıştı, ne de hayatı idame ettiren parayı pulu.
Hayyam
Dünyada bir gün bile özgür kalamadım, gitti Hayatımdan bir an bile neşelenemedim, gitti Her ne kadar zamana öğrencilik yaptıysam da Dünya üzerinde hala hoca olamadım gitti.
Sayfa 300 - İthaki - 14. Baskı - 2016Kitabı okudu
Bir zamanlar bilge bir âlim şöyle demişti: insanlar buğday başaklarına benzer, boş oldukları zaman kafaları yukarı, içleri dolu olduğu zaman aşağı bakarlar.
Yani bazen, bazı yerlerde, bazı olaylar karşısında, sözün hiçbir gücü, hiçbir kıymeti kalmıyordu ve o vakit sadece sessizlik oluyor.
Yapma ey insan, merhametin sesine kulak ver, vicdanın sesine; yüreğinle, ruhunla barış, ellerini çocukların, yaşlıların kanıyla yıkama, kara ve karanlık bir hükmün mührünü, gelecek günlerin, doğacak çocukların alnına basma.