Die Kunst der Unordnung

Luciano De Crescenzo

Sayfa Sayısına Göre Die Kunst der Unordnung Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Die Kunst der Unordnung sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Die Kunst der Unordnung kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insan hakkında çabuk ve kesin bir hükme varmak çoğu zaman büyük bir zekanın işi değildir. Çok, çok daha iyi olanı, şüpheye yer vermek ve yeni ipuçları beklemek üzere, yargıyı ertelemek.
Sayfa 156Kitabı okudu
"Sağlığı dışında, insanın tek hakiki zenginliği özgürlüğüdür" dedi profesör, "ki bu da, isteklerden bağımsız olmaktan başka birşey değildir. Stoibus'un dediği gibi; zengin mi olmak istiyorsun, Pythokles, o halde mal biriktirme, arzularını kırıp."
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
"Milan da herkes aceleyle yürür. Onun için Roma'da yaşıyorum". "Nasıl yani? Bunu anlamadım?" "Milano'da Herkes aceleyle yürür diyorum. Hatta bir defasında aceleyle bekleyen bir adam gördüm" "Aceleyle mi bekliyordu?" "Evet, bir otobüs durağında bekliyordu, ve bekleyişi aceleciydi." "Peki aceleci beklediğini nasıl anladınız?" “Çok heyecanlıydı, saatine bakıyordu, sonra yola bakıyordu otobüs geliyor mu diye, sonra yine saatine bakıyordu".
Sayfa 170Kitabı okudu
Katılmasam da ilginç...
"Ama seyahat da bilgi kazandırır insana" "Asla. Sokrates'e şehrin surları dışında dolaşma ve doğanın güzelliklerine dalma teklif edildiğinde, cevabı: Doğa ve ağaçlar umurumda değil, onlardan hiçbir şey öğrenemem. Benim artık tek ilgimi çeken seyahat insan ruhuna olan seyahattir. Ve burada, Atina'da, bu kadar çok insan olduğuna göre, bu mekanı neden terk edeyim bilmiyorum."
Sayfa 173Kitabı okudu
"İnsanoğlu yeteneklerini eşit şekilde dağıtmaz, ne zamanda ne mekanda. Bazı zamanlar çok bereketli, bazarı ise bereketsizdir. Ve korkarım ki, gelecek yüzyıl sonuncusundan olacak." "Felsefe için mi?" "Her alan için. Milattan önce dördüncü ve beşinci yüzyıl arasında Yunanistan'da onlarca dahi doğdu, Sokrates, Platon, Diogenes gibi felsefeciler, Phidias, Polyklet, Myron gibi sanatçılar, Herodot, Thukydides ve Xenophon gibi tarihçiler, Euripides ve Sophokles gibi trajedya yazarları, Aristophanes gibi komedya yazarları, Hippokrates gibi doktorlar, sonra..." "Tanrı aşkına, yeter..." " Ama daha bitmedi ki: Buna benzer verimli dönemleri insanlık rönesans döneminde İtalya'da, aydınlanma döneminde Fransa'da, bu yüzyılın başında Avusturya'da yaşadı..." "Peki ya bu yaratıcı etkileşim nasıl meydana geldi?“ " Konuşma ile! İki yaratıcı insan birbiriyle karşılaşınca, birinin düşünceleri diğerinin kafasında yankılanır, ve güçlenmiş olarak diğerinin kafasına geri döner. Sonra devam yürürler, (başkalarıyla görüşüp) daha da güçlenip yine döner gelirler. En kısa zamanda yaratıcı şahsiyetler katlanarak çoğalır, ikiden dört olur. Üç yaratıcı zihinden dokuz, dört tanesinden onaltı olur, filan. Ama bu sadece bir görüşme mekanı olursa mümkündür, ve hangi mekan agora'dan (meydan) daha uygundur? Ama bugün arabalarımız ve televizyonlarımız var: insanlar garajlarından hemen caddelere çıkıyorlar ve (yürüyerek) hareket etmek istemiyorlar; otobanlar daha cazip geliyor. Hakikaten meydanı olmayan o kadar çok semt var ki....
Sayfa 173Kitabı okudu
"Bazen soruyorum kendime, başka kararlar almış olsaydım hayatım bugün nasıl bir şekil almış olurdu. Mesela diyelim ki İnge'yle değil de Adriana ile evlenmiş olsaydım. Bugün daha mutlu olur muydum acaba? Ve yine otobanda kazada ölürmüydü? Ve zavallı İnge, o ne olurdu?" " Evet, kim bilir?" diye yanıtladı profesör. " Hayat, binlerce dönemeci olan bir labirent ve her dönemecin arkasında iki alternatif yaşam bekliyor bizi. Ama şurası kesin: Adriana kocasını aldattığı gibi sizi de aldatırdı (eğer onunla evlenmiş olsaydınız)." " Neden ki? Ben ona kesinlikle öyle eziyet etmezdim (kocasının ettiği gibi) " " Yine de (öyle). Bana onu tarif ettiğinize göre, eş rolü değil, sevgili rolü daha uygundu ona. Ve bundan dolayı o tipik bir kaos kadını idi. " " Bunun kaosla ne alakası var? " " Sevgili bay Scaramella, şu söyleyeceklerimi iyice aklınıza kazıyın: Her evlilikte eş düzeni, sevgili düzensizliği temsil eder. Tanrıya şükredin İnge ile tanıştığınız için, yoksa "Mavi melek"teki Profesör gibi" Ü ürü üüü" diye bağırabilirdiniz.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.