"İnsanoğlu yeteneklerini eşit şekilde dağıtmaz, ne zamanda ne mekanda. Bazı zamanlar çok bereketli, bazarı ise bereketsizdir. Ve korkarım ki, gelecek yüzyıl sonuncusundan olacak."
"Felsefe için mi?"
"Her alan için. Milattan önce dördüncü ve beşinci yüzyıl arasında Yunanistan'da onlarca dahi doğdu, Sokrates, Platon, Diogenes gibi felsefeciler, Phidias, Polyklet, Myron gibi sanatçılar, Herodot, Thukydides ve Xenophon gibi tarihçiler, Euripides ve Sophokles gibi trajedya yazarları, Aristophanes gibi komedya yazarları, Hippokrates gibi doktorlar, sonra..."
"Tanrı aşkına, yeter..."
" Ama daha bitmedi ki: Buna benzer verimli dönemleri insanlık rönesans döneminde İtalya'da, aydınlanma döneminde Fransa'da, bu yüzyılın başında Avusturya'da yaşadı..."
"Peki ya bu yaratıcı etkileşim nasıl meydana geldi?“
" Konuşma ile! İki yaratıcı insan birbiriyle karşılaşınca, birinin düşünceleri diğerinin kafasında yankılanır, ve güçlenmiş olarak diğerinin kafasına geri döner. Sonra devam yürürler, (başkalarıyla görüşüp) daha da güçlenip yine döner gelirler. En kısa zamanda yaratıcı şahsiyetler katlanarak çoğalır, ikiden dört olur. Üç yaratıcı zihinden dokuz, dört tanesinden onaltı olur, filan. Ama bu sadece bir görüşme mekanı olursa mümkündür, ve hangi mekan agora'dan (meydan) daha uygundur? Ama bugün arabalarımız ve televizyonlarımız var: insanlar garajlarından hemen caddelere çıkıyorlar ve (yürüyerek) hareket etmek istemiyorlar; otobanlar daha cazip geliyor. Hakikaten meydanı olmayan o kadar çok semt var ki....