İdam cezasına mahkûm olan bir adam, kendisiyle bir deneyin yapılmasına razı olur. Adama, deneyin sonuna kadar dayanabilirse serbest bırakılacağı söylenir. İdam mahkûmu buna razı olur. Deneyin iddiası, bir insanın ne kadar kan kaybederse kaybetsin, hâlâ hayatta kalabileceğidir.
Mahkûmun bacağından açılan çok küçük bir kesikten, görünüşte kanın damlamasını sağlarlar. Acılan kesik oldukça küçüktür ve akan kan, neredeyse yok gibidir. Oda karartılmıstır. Mahkûm, özel olarak hazırlanmış olan damlama sesinin, gerçekte kendi bacağından damlayan kan olduğunu zannetmektedir. Bi deneyden sonra, ertesi sabah adamın zihinsel korkudan dolayı öldüğü ortaya çıkmıştır.
Koşulların ve kendi hayatınızın idaresini ele geçirirseniz ataletten ve yalnızlıktan kurtulursunuz çünkü odaklanmış bir zihin sadece kendisini değil tüm çevresini etki altına almaya başlar.
Bir fırsatı değerlendiren kişi her zaman dahi olmayabilir hatta başkalarından daha fazla yeteneğe de sahip olmayabilir. Onun yaptığı şey başkalarının sahip olmadığına sahip olmak, yapamadığını yapmaktır.
Cesaret bir çapa gibi çalışır, bu çapayı kararlılık limanına sağlam bir şekilde atın, zayıflıklarınızdan ve zaaflarınızdan ise onları çözerek kurtulun. Bunu gerçekten sizin için kimse yapamaz. Başkaları size sadece cesaret verebilir, hepsi o kadar.