Dil, bize sunulduğu durumuyla, "olan" üzerine kurulu görünür, "olan"ı karşılar. Bu nedenle çoğumuzun çevremizden konuşulup yazılan dille hiçbir uzlaşmazlığı bulunmamasına karşın, düşünür ya da araştırmacı sık sık yetersiz bulur onu. Düşünürün sezinlediği yeni bir kavram, araştırmacının bulduğu yeni bir aygıt varsa, "olan" üzerine kurulu bulunan dilin bunları kendiliğinden karşılaması beklenemez.