"Küreselleşen dünyada Türkçenin geleceğini merak etmek, aslında Türklerin geleceğini merak etmektir. Cevap da buna bağlı olarak şöyle olur: Geleceğin dünyasında Türklerin yeri ne olacaksa Türkçenin yeri de o olacaktır."
Mevlana Celâlettin der ki “Dil tencerenin kapağına benzer:Oynadı,açıldı mı içinde ne yemek var anlarsın.Aklı keskin adam tencerede tatlı yemek mi var,sirkeli ve ekşi aş mı?Dumanından anlar!”
Oysa bir dilin varlığını emniyet altına almanın yegane şartı, o dili felsefede ve bilimde kullanmak; o dil ile düşünce ve bilgi üretmektir. Eğer düşünce ve bilgi üretiminde kullanılmıyorsa bir dil, zamanla mutfak dili olmaktan başka bir geleceği olabilir mi?