“Uluyollar kişioğlunu ulukentlere götürür, Keçiyolu dağlara çıkarır.”
Bulvar, cadde yerine “uluyol”denilmiş; metropol, büyükşehir karşılığında ise, “Ulukent”. Yabancı dillerin baskısıyla yaşatamamışız bu sözcükleri ne yazık ki...
Geçmişteki yapıtlar içinde bugünkü Türkçeye en yakın olanıdır Dede Korkut Hikayeleri. Duru sular gibi tertemiz bir dili vardır; iğretilemelere, benzetmelere, mecazlara baktığımızda büyük bir sanatçının elinden çıktığını düşünürüz hikayelerin. Her sözcüğüne milyonlarca insanın dil zevki katılmıştır. Uyku, “küçük ölüm” diye tanımlanır Dede Korkut’ta.
Yeni yazarların, özellikle genç öykücülerin Refik Halit Karay okumamış olmaları beni kızdırır. Getirip bana yazılarını gösteren, elime dosyasını tutuşturan her yazı heveslisine önce Memleket Hikayelerini okuyup okumadıklarını sorarım.